Ev Arkadaşımın Türbanlı Annesi! (8) (Burak 24 Y., İstanbul)
Onca zaman kız arkadaşımı amından sikmek istemiştim ama ısrarla
vermemişti. Şimdi ise Meryem amını
sunarken ben onu götünden sikmek istiyordum. "Götünden daha önce hiç
sikiştin mi?" diye sordum. Soru ve soruş şeklim Meryem'in
suratını kıpkırmızı yaptı. "Yok!" dedi
başını hafifçe yukarı kaldırıp. "Her şeyin
bir ilki vardır!" dedim gülümseyerek, ama bu anda Meryem'in gülümseyecek
hali yoktu.
Kalkıp yanına oturdum. Elimi omzuna atıp
yanağından öptüm. Birkaç kısa öpücüğün ardından
boynunu öpmeye başladım. Ancak Meryem, "Burada olmaz!" deyince, "Tamam,
içeri gidelim!" dedim ve elinden tutup kaldırdım. Birlikte odama
geçtik.
Üzerimde sadece külotum vardı, hemen çıkarıp
yatağa uzandım. Meryem ise uzun siyah eteğini ve kareli mavi
gömleğini çıkardı. Beyaz pamuklu külotunu ve sutyenini de
çıkarıp yanıma uzandı. Serhat gelmeden önceki gibiydik
şimdi. Serhat'ın attığı dayağın izleri beyaz
vücudunda hafif morluklar yapmıştı, ama öyle bir dayağa
rağmen iyi sayılırdı. Yanaklarını,
dudaklarını deli gibi öpmeye başladım. Sol elimle de
memelerini avuçlayıp sıkıyordum.
Meryem ilk baştaki tepkisiz, çekingen halini
yavaş yavaş üstünden atmaya başladı. Önce sağ
eli sırtımda gezinmeye başladı, daha
sonra da öpmelerime karşılık verir oldu.
Araladığı ağzına dilimi sokuyor,
kanırtırcasına emiyordum dudaklarını.
Meryem de deneyimini konuşturmaya başlamış
dudaklarımı emiyordu. Dışarı
çıkardığı dilini emdim, aynısını o
yaptı daha sonra. Karşılıklı
dillerimizi emiyor, dillerimizle sikişiyorduk. Meryem kıvama
gelmişti, götünden sikilecek olmanın heyecanı ve korkusuna
rağmen azgın ve istekliydi.
Memelerine yumuldum sonrasında. Meryem uzun
saçlarımın arasına soktuğu eliyle çekiyordu onları.
Meme başlarını yalayıp parlattım, etli uçlarını
emdim, vakumladım. Bundan büyük bir haz
duyuyordu. Memelerinin arasına yüzümü gömdüm, kokladım.
Yarağım sertleşmişti çoktan, artık bir an önce götüne
girmek istiyordum. Ancak Meryem biraz daha sabırlı olmamı
istiyormuş gibi, "Ağzıma alayım mı?" deyince, "Al
bakalım!" dedim ve dizlerimin üzerinde doğruldum.
Kalkık yarağımı sıvazlarken o da
sol dirseği üzerinde doğruldu, yarağımı tuttu sağ
eliyle ve ardından ağzına aldı. Dünkünün aksine
iştahla ve şevkle yalıyor, somuruyordu yarağımı.
Saçlarını çekiyor, memelerini avuçluyordum o saksoya devam ederken.
Yarağımı kökünden tutmuş dibine kadar ağzına
sokmaya çalışıyordu ama bu pozisyonda buna imkan yoktu.
"Şöyle uzansana!" deyince sırtüstü uzandım. Meryem de
dikilmiş yarağımı dört ayak üstüne domalmış halde
aldı ağzına. Bu pozisyonda daha rahattı.
Başını kaldırıp indirdikçe yarağım da
ağzına girip çıkıyordu.
Gözleri üzerimdeyken dilini çıkarıp
yarağımın kafasına dil darbeleri atıyor, ardından
acelesi varmış gibi iştahla emiyordu. Bu arada
şişmiş taşaklarımı da löp bir yumurtayı
ağzına atar gibi alıyordu ağzına.
Kırk yıllık fahişe gibi davranıyordu.
Saksonun ardından memelerini yarağıma sürttü. Etli meme
uçlarını yarağımın kafasına değdirdikçe içim
gıdıklanıyordu. Ancak daha fazla ileri gitmesini
istemediğim için, "Tamam, bu kadar yeter!" dedim ve doğruldum.
Meryem meraklı ve endişeli
gözlerini üzerime dikmişti şimdi. "Sırt üstü uzanıp
bacaklarını kaldıracaksın, öyle daha rahat olur!"
dediğimde itiraz etmeden uzandı yatağa. Ancak, "Lastik tak!"
deyince, "Tamam!" diyerek kalktım ve masanın çekmecesinden kondom
kutusunu aldım. Bu arada zamanında kız arkadaşımı
götünden rahatça sikmek için anal kayganlaştırıcı
almıştım ve o da kondom kutusunun yanındaydı.
İçinde kalmıştı biraz ama son kullanma tarihi
geçmişti. Yine de işe yarardı. Kız
arkadaşımın göt deliği çok dar olduğu için bunun çok
yardımını görmüştüm.
Meryem elimdeki kutuyu görünce, "O ne?" diye sordu. Ne
olduğunu söyleyince, "Dikkat et, canımı yakma!" dedi
endişeyle. Kondomu yarağıma taktım, kayganlaştırıcıyı
iyice çalkalayıp Meryem'in havaya kaldırdığı
bacaklarıyla ortaya çıkan hafiften kıllı göt
deliğininin etrafına sıktım. Sağ
işaret parmağımla göt deliğine bastırıp jeli
deliğinin içine sürdüm. Sonra da kondomun üzerine sıkıp
yarağımı bununla sıvazladım.
Meryem korkulu bakışlarla yapacaklarımı
bekliyordu. Dizlerinin arkasından tutup destek oldum ve
bacaklarını biraz daha kaldırıp geriye attım. Göt
deliği yarağımın hizasındaydı şimdi.
Yarağımı yavaşça bastırmaya başladım götüne.
İlk anda göt deliği yarağımı
lastik gibi geriye itti. Sonra bir elimle tutup
bastırdığımdaysa deliğin ağzı yavaşça
açıldı, yarağımın kafası içine girmeye
başlamıştı. Meryem bu anda, "Ihhh, ayyy!" diye bir inilti
çıkardı ama canı yandığı için değil de
korkudan yapmıştı bunu.
"Tamam, sakin ol!" dediğimde dudaklarını
ısırdı. Yavaşça bastırmaya devam ettiğimde göt
deliği gittikçe genişleyip yarağımı içine
alıyordu. Meryem korkuyla, "Ayyy, ahhh, Burakkk çıkarrr, ayyy!"
deyince, "Tamam, korkma, jel sürdüm, canın yanmaz!" dedim, ama Meryem için
sözlerimin bir değeri yok gibiydi, o gene
aynı sözleri tekrarladı.
Yarağımın kafası içine girmişken
yavaş yavaş ileri geri hareketlerle sokup çıkarmaya ve göt
deliğini daha da genişletip rahatlatmaya çalıştım bir
süre. Meryem'in acı ile karışık
inilti ve itirazları kaybolmaya başlamıştı bu sayede.
Dizlerimin üzerinde biraz daha öne kaydım ve biraz daha sertçe yüklendim.
Meryem'den, "Ahhh, ayyyyy, ıhhhh!" nidaları yükselirken götünde gidip
gelmeye başladım. Göt deliği oldukça sıkıydı.
Geniş amına tezat şekilde götü
dardı ve bunun verdiği zevk de daha fazlaydı. "Götün çok
sıkı, bakire amı gibi!" dedim
aldığım keyifle, ama Meryem bunu duyacak halde değildi.
İleri geri hareketlerimi gittikçe
hızlandırdım. Jelin oldukça faydası olmuştu, kondomlu
yarağım kolayca girip çıkıyordu götüne. Meryem'in
sıkı göt deliği yarağımı neredeyse
yarısına kadarını alıyordu içine. Kalp
atışlarım zirve noktasına ulaşmıştı.
Bastırdıkça deliğin ağzı içe
doğru çöküyor, yarağımı geri çektiğimdeyse
dışarı doğru açılıyordu. Meryem'in yüzü
kızarmış ve terlemişti. Acı dolu bir ifade vardı
yüzünde, ağzını aralayıp inliyor, dudaklarını
ısırıyordu durmadan.
Son bir gayretle daha da bastırıp
yüklendiğimde yarağımın yarısından fazlası
içine girdi. O an zevkten bayılacak gibi oldum, ama Meryem'in,
"Buraaakkk çıkarrr, Allah aşkınaaa
çıkarr, nolurrr, çıkarr!" sözleri küçük odamın duvarlarında
patladı. İlk denemede onu korkutup daha
fazla canını yakmak istemediğim için çıkardım
yarağımı. Meryem'in göt deliği bozuk para gibi
açılmış, ağzı kızarıp
şişmişti.
Yarağım açıkta kalmıştı ama
boşalmama daha vardı, o yüzden amına
bastırdım. Yarağım dibine kadar amına
girerken üzerine uzandım. Bu pozisyonda sikmeye başladım.
Meryem'in acı iniltileri kaybolmuştu
tamamen. Onun yerine kollarını sırtıma atarken
bacaklarını da belime doladı. Var gücümle pompalıyordum
amına. Acı iniltileri yerini zevkli seslere, küçük
çığlıklara bırakmıştı. Altımızdaki
tekli yataktan sesler geliyordu durmadan. Yaylı yatak bizi yukarı
zıplatıyordu sanki.
Meryem kolları ve bacakları ile sarıp
sarmalamıştı beni. Sırtımdaki elleri belimde
geziniyordu, kulaklarımı emiyordu iştahla. "Ohhh sikk,
ımmmm, sikkk, uhhhh, sikkkk, daha çokkkk, uhhh, sikkk, ımmmm, ohhhh!"
sesleri istemsizce çıkıyordu ağzından. Bense
aldığım bu tezahüratla daha güçlü pompalıyordum
amına. Taşaklarım ve kasıklarım
onun terli ve etli kasıklarına çarptıkça çıkan
'Şap şap şap!' sesleri odamın duvarlarında
yankılanıyordu durmadan.
Ancak zevk dolu dakikaların sonuna
gelmiştim artık. Bir anda deli gibi boşalmaya
başladım. Kendimden geçmiş gibi bütün enerjimi Meryem'in
amına akıttım.
Yarağım amında olduğu halde bir süre bekledim, o halde
birbirimize sarılı halde kaldık. Meryem boynumu,
yanaklarımı öpüyordu.
Sonunda amından
çıktım. Yarağımın üzeri dünkü gibi koyu, kirli beyaz
bir sıvıya bulanmıştı. Meryem'in etli
amının zevk sıvılarıydı bu.
Meryem de tıpkı benim gibi zevk almıştı, halinden
anlaşılıyordu. "Çok güzeldi!" dedi gülümseyerek. "İlk
deneme için fena sayılmazsın!" dediğimde anlamamış
gibi baktı. "Arkadan diyorum, ilk deneme için fena değilsin, birkaç
kere daha yapınca daha da alışırsın!"
dediğimde, "Ben iyiyim böyle, alışmak istemiyorum!" dedi.
Yarağımdaki kondomu çıkarıp yerdeki külotumun üstüne
attım.
Yanına uzanıp başımı memelerinin
üzerine koydum. Bir süre o halde kaldık, ama boşalmanın rehaveti
çöktü üstüme, uykum geldi. Meryem ise, "Ben banyo yapıyorum!" diyerek
kalktı. Ancak kalkarken birden, "Ayyyy!" diye ufak bir
çığlık kopardı. "İlk başta olur böyle ama sonra
geçer, banyoda sıcak su tut!" dediğimde, "Sen
nereden biliyorsun bunları?" diye sordu. "Kız
arkadaşımı götünden sikiyordum, oradan biliyorum!"
dediğimde sanki sözlerime inanmamış gibi baktı.
"Valla bak, götünden sikerdim onu. Amından isterdim
ama vermezdi!" dediğimde, "Tövbe tövbe!" dedi utangaç bir gülümsemeyle ve
başını sağa sola salladı. Meryem yerdeki
kıyafetlerini aldı, odadan çıkıp kapıyı
kapatırken ben de keyifli bir uykuya daldım...
Uyandığımda saat üç olmuştu. Evde derin
bir sessizlik vardı. Yerdeki külotumla üstündeki kondom gitmişti,
anlaşılan Meryem almıştı. Yeni bir külotla
eşofmanlarımı giyip içeri geçtim. Meryem salonda yoktu, Cemil'in
odasının kapısı da kapalıydı. Kapıya
tıklattım birkaç kez ama içerden ses gelmeyince açtım. Meryem
içeride de yoktu. Büyük bir merak kapladı içimi, nereye gitmişti
acaba? Telefonunu aradım ama kapalı görünüyordu. O zaman beklemekten
başka yapacak bir şeyim olmadığı için yeniden odama
döndüm.
Bir saat kadar sonra kapının açılma sesi
geldi. Bunu Cemil'le Meryem'in sesleri izledi. Meryem'in Cemil'in yanında
ne işi vardı? Biraz sonraysa kapıma vuruldu. "Burak abi müsait
misin?" diyen Cemil'di bu. Kalkıp kapıyı açtım. Cemil'in
elinde bir poşet vardı. "Abi annemle dışarıda yemek
yedik, annem sana da köfte aldı!" diyerek poşeti uzattı. "Hiç
gerek yoktu, zahmet ettiniz!" dediğimde salondaki Meryem'in, "Ne zahmeti,
afiyet olsun!" diyen keyifli sesini işittim.
Bir paket köfte, yanında piyaz ve ayran vardı,
afiyetle yedim hepsini. İçeri geçtiğimde Meryem televizyon izliyordu,
Cemil ise odasına geçip kapıyı kapamıştı. Meryem
beni görünce sevinmiş gibi bir bakış attı önce, sonra da
fısıltıyla, "Sen yatarken Cemil aradı, anne
gel dışarıda yemek yiyelim diye, onun yanına gittim!" dedi.
Sandalyeye oturdum, o ise çekyata yaslandı ve bacak bacak üstüne
attı. Önü düğmeli mavi bir etekle uzun kollu beyaz bir gömlek
vardı üzerinde. Başını ise büyükçe bir türbanla
bağlamıştı sıkıca.
"Cemil'in yarın
sınavı varmış, çalışması
lazımmış, onun için girdi odaya!" dedi gülümseyerek. "E ne
yaparsın, mecbur!" dedim öne doğru
eğilip dirseklerimi dizlerime dayarken. Bu şekilde ona daha
yakın olmuştum. Meryem de aynı şekilde eğildi öne
doğru ve "Allah aşkına bir şey
anlamasın, çok dikkat et, bana karşı
davranışlarında, konuşmanda dikkatli ol, mesafeli davran!"
deyince, "Tamam, biliyorum, sen merak etme!" dedim.
Bir süre sessizce televizyon izledikten sonra Meryem
kalkıp Cemil'in yanına gitti. Bir dakika kadar sonra Cemil'in, "Anne
git başımdan ya!" diyen sesi geldi ve Meryem odadan çıktı.
O çıkarken odanın içerden kilitlendiğini duydum. Cemil annesinin
içeri girmesini önlemek için kilitlemişti kapıyı.
Meryem, "Kitaplara defterlere dalmış, çok
zormuş yarınki sınavı, İnşallah
iyi geçer!" dedi ellerini dua edercesine açarak. Yeniden çekyata oturdu, bana
yanına oturmamı işaret edince kalkıp geçtim. Meryem yeniden
bacak bacak üstüne attı, gözlerini televizyona dikerken ben de sol elimi
mavi eteğinin altına soktum. Elim dolgun bacaklarını
kavrarken yarağım hareketlenmeye başladı. Elim
bacakları üzerinde gidip gelirken o da bundan keyif
aldığını belli ediyordu hareketleriyle. Ancak tehlikeli bir
davranıştı bizimkisi. Cemil evdeyken daha ileri gidemezdik. Bu
yüzden elimi tutarak, "Daha fazla ileri gitme, çocuk içerde!" dedi. Elimi çekip
yeniden sandalyeye oturdum. Çadırı dikmiştim,
Meryem de bunun farkına varınca gülümsedi.
Öne doğru eğildi ve
fısıltıyla, "Korktuğum gibi değilmiş!" dedi. Ne
demek istediğini anlayamadım. "Şey diyorum!" dedi eliyle
arkasını göstererek. Götünden sikilmenin korktuğu kadar
canını yakmadığını söylemek
istediğini o zaman anladım. "Ama tuvaletimi yaparken biraz
sızladı!" diye ilave etti. "Serhat'ın
yapmasına niye izin vermiyordun?" diye sordum. "Onunki çok büyük, ama
seninki o kadar değil!" dedi gülerek. Bu sözünden alınır gibi
oldum ama Meryem elini dizime koyarak, "Sikin büyüğü makbuldür diye bir
şey yok. Her şey kararında olursa güzel olur. Gereğinden
büyük olunca kadının canı yanar zevk alamaz, ama olması
gerektiği gibiyse kadın da zevk alır, korkmaz çünkü. Kendini
erkeğine teslim eder!" dedi gülümseyerek.
Bu sözlerinden sonra, "Alışınca
bırakmazsın o zaman!" dedim. Ancak Meryem bu sözümden
hoşlanmamış gibi ciddi bir sesle, "Zevzeklik yapma!" dedi
doğrulup. Sonra da ben yokmuşum gibi karşısındaki
televizyona dikti gözlerini.
Ben de daha fazla kalmak istemedim
yanında. İçeri
geçerken, "Yıkandın mı?" diye sordu yine
fısıltılı bir sesle. "Ha, yok!" dediğimde, "Niye
yıkanmıyorsun, yıkansana, cenabet halde dolaşma, çok günah!"
dedi. "İyi tamam!" dedim, sonra da aklıma gelince, "Külotumu sen mi
aldın?" diye sordum. Gülmemek için kendini zor tutarak, "Hep sen benimkini
alacak değilsin ya, bir kere de ben seninkini
alayım!" dedi. Tuvalete geçip banyo yaptım, sonra da odama girip
yatağa uzandım. Biraz kitap okuyup biraz da telefonla oynadım,
ama sonra uykum gelince erkenden yattım...
Gecenin bir vakti korkuyla uyanıp doğruldum. Önce
ne olduğunu anlamaya çalıştım, rüya mı görüyordum
yoksa gerçek mi? Bir iki saniye sonra Meryem'in titrek, fısıldayan
sesini işittim. "Korkma, benim!" dedi. İçerisi zifiri
karanlıktı, gözlerim alışıncaya kadar onu fark
edemedim. Ama sonra kendime geldiğimde, "Ne arıyorsun burada?" diye
sordum korkuyla.
"Cemil'e baktım,
mışıl mışıl uyuyor!" dedikten sonra yanıma
oturdu. "Ee, sen niye geldin?" dedim. "Yanında olmak istedim!" deyince, "Manyak
mısın sen, oğlun yan odada yatıyor!" dedim
karşılığında. "Korkma uyanmaz, bir daha yattı
mı hayatta kalkmaz, küçüklüğünden beri öyledir!" dedi, ama ben, "Başımızı
derde sokacaksın, git içeri!" dedim sinirle.
"İstersen sen git bak!" deyince, "Ya manyak
mısın nesin, niye bakayım, git içeri, yarın yaparız!"
dedim, ama Meryem, "Ben şimdi istiyorum!" dedi. Sıcak nefesi yüzümü
yakıyordu. Bu arada elini eşofmanımın içine sokmaya
çalışıp yarağımı tutmak isteyince, "Ya sen deli
misin?" dedim tepkiyle. "Erkek değil misin sen, niye korkuyorsun?" dedi
sinirli bir sesle. "Oğlun içerde diyorum, anlamıyor musun?" dedim,
ancak Meryem, "Top atsan uyanmaz o, oğlumu bana mı öğreteceksin?"
dedi yine.
O zaman daha fazla tepki göstermemin anlamsız
olduğunu anladım. "Sessiz ol ama!" dedim ve ayağa kalkıp
çabucak soyundum. Ne odanın lambasını ne de masa
lambasını açabilirdim. O nedenle bu işi
karanlıkta yapmamız gerekliydi. Meryem de üzerindekileri
çıkardı, az sonra o da çırılçıplak kaldı.
Ayakta birbirimize sarıldık, karanlığa
rağmen deli gibi öpüşmeye başladık. Meryem hiç tahmin
etmediğim kadar azmıştı. Dudaklarımı deli gibi
emiyordu. Sol eliyle enseme bastırırken sağ eliyle de yarağımı
okşuyordu. Ben de sağ elimle götünü avuçlamış sol elimle de
memelerini sıkıyordum. Yarağım kazık gibi olmuştu
Meryem'in okşamaları sayesinde. Dilimi ağzının içine
soktuğumda koparmak istiyormuş gibi emdi, vakumladı. Beni
nefessiz bırakmaya çalışıyordu sanki.
Ama sonra ani bir hareketle bıraktı öpmeyi ve
önümde çömeldi. Sağ eliyle sıkıca kavradığı
yarağımı ağzına aldı birden ve deli gibi sakso
çekmeye başladı. Yarağımı somuruyor, dibine kadar
ağzına alıyordu. Aldığım keyifle ses çıkartmamaya
çalışıyordum. Meryem'in hızlı ve ıslak saksosu
devam ederken saçlarını kavradım, gözlerimi kapatmıştım.
Ama Meryem öpüşme faslı gibi bunu da fazla uzatmadı. Saksoyu
bırakıp kalktı ayağa.
"Lastik tak!" deyince, "Bu karanlıkta lastiği
nerden bulayım, masanın çekmecesinde, açarsam ses olur!" dedim
yanıt olarak. Ama Meryem, "Olsun al sen!" dediğinde, "alamam, zaten
tehlikeli iş yapıyoruz, başımızı derde sokma!"
dedim. "İyi o zaman, dikkat et ama sakın içime
boşalma!" dedi sıcak nefesi yüzümde gezinirken. Hemen
ardından da ellerini yatağa dayayarak domaldı,
bacaklarını ayırdı iki yana. Arkasında aldım
yerimi, yarağımı tutup sıvazladım ve
karanlığa rağmen kendini belli eden beyaz dolgun göt
yanaklarının arasına soktum.
Bu sırada Meryem, "Az aşağı,
yavaş, aşağı!" diyerek bana talimatlar veriyordu.
Karanlığın içinde amını
bulmam biraz zor oldu ama sonunda girmiştim. Yarağım dibine
kadar amının içindeydi. Amının
yakıcı etini hissediyordum yarağımda. Bir süre o halde
bekledim, Meryem'den tek bir ses bile gelmiyordu.
Göt yanaklarını kavradım sıkıca ve
mümkün olduğunca ses çıkartmamaya çalışarak ağır
ağır gidip gelmeye başladım amında.
Harika bir duyguydu bu. Kız arkadaşımın benden
esirgediğini şimdi ev arkadaşımın annesi veriyordu.
Amı vıcık vıcık sulanmış,
yağlanmıştı. Yarağım içinde kolayca gidip
gelirken kendimden geçmeye başladım. Bir taraftan derin uykudan ani
uyanmanın verdiği gerginlik diğer taraftan hemen yan odada
oğlu uyurken annesini sikiyor olmanın getirdiği tedirginlik
derken boşalmaya adım adım yaklaşıyordum.
Son bir güçle
pompalamaya başladığımda sessiz duran Meryem'in de iniltiler
çıkardığını, zevk aldığını fark
ettim. Birkaç kez güçlü şekilde pompalayınca tıpkı gecenin
sessizliğinde babamla üvey annemin sikişmelerindeki gibi
şiddetli 'Şap şap şap!' sesleri
çıktı Meryem'in terli kasıklarından. Aynı zamanda
genişleyen amından osuruk benzeri sesler de
geliyordu.
Gözlerim karanlığa tamamen
alışmıştı artık. Bu anda Meryem de kendini bana
doğru yaslamaya, bastırmaya
başlamıştı. Elleri ile destek alırken ayak
parmakları üzerinde doğrulup götünü yukarı kaldırdı
biraz daha. Sağ ayağımı yatağın üzerine koydum ve
bu şekilde siktim bir süre. Artık boşalacak duruma
geldiğimde indirdim ayağımı ve hızlıca
çıktım amından. Yarağımı
sıvazlamaya gerek kalmadan göt yanaklarının üzerine
boşalmaya başladım. Nefes nefese kalmıştım.
Yarağımı sıvazlayıp döllerimi
akıttım götünün üzerine, kafasını göt
yarığına sürterek temizledim.
Biraz sonra Meryem doğruldu. O da benim gibi nefes
nefeseydi. Sıkıca sarılıp yanaklarımı ve boynumu
öptü ıslak ıslak. Sonra da bir şey demeden giyindi.
Çıkarken, "Allah rahatlık versin, hayırlı geceler!" dedi
fısıltıyla ve yanağımdan öptü yine. Odanın
kapısını sessizce açıp çıktı, kapıyı
kapatırken ben de yatağa uzandım. Meryem'in tuvalete
girdiğini duydum. Gözlerimi kapadım, göğsüm heyecanla inip
kalkmaya devam ediyordu. Meryem'in tuvaletten çıkıp salona
gidişini işittim. Ev biraz sonra yeniden sessizliğe büründü.
Gözlerimi kapayıp uyumaya çalıştım ama
yapamadım. Telefonu aldım, saat 03:00 olmuştu. Bir süre onunla
oyalandım. Yeniden uykuya
daldığımdaysa saat 05:00'e geliyordu...
[Burak]
|