Suriyeli Kiracılarım! (7) (Mehmet 53 Y., İstanbul)
Ertesi gün
karım aradı. "Akşama eve gitme, buraya gel. Kaç gündür
doğru düzgün yemek yemiyorsun. Gece de kalırsın burada!"
dediğinde, "Gerek yok!" dedim. Ama karım ısrar etti epeyce, "Bak
Şeyma da diyor, babam gelsin bizde kalsın diyor. Senin sevdiğin
yemeklerden yapacak!" deyince, "İyi, tamam o zaman!" dedim. Eğer
kabul etmezsem sonradan karımın başımın etini
yiyeceğini biliyordum. Gülsüm'ü sikmeyi planlıyorken bu teklifle
planım da suya düşmüştü, ama yapacak bir şeyim yoktu...
Akşama karım beni görünce sevindi. Birkaç günlük ayrılıkta
onu özlemiştim. Sanki daha bir güzelleşmiş gibiydi üstelik.
Derken gelinim Şeyma göründü kucağında torunumla. Daha çocuk
denecek bir yaşta 17 yaşındayken oğlumla evlenmişti ve
evleneli 2 sene olmuştu. Henüz 19 yaşındaydı. Uzun boylu ve
yapılıydı, çok güzel bir fiziği vardı. Bembeyaz yüzü
ve teniyle mankenleri kıskandıracak bir güzelliğe sahipti.
Siyah beyaz çizgili uzun bir etekle beyaz bir gömlek vardı üzerinde.
Başını koyu mavi bir şalla bağlamıştı.
Evlendiği zaman yeni yeni tomurcuklanan memeleri çocuk doğurduktan
sonra hormon yemiş meyve gibi şişmiş, büyümüştü. Beyaz
gömleğinin altında fazlasıyla belli oluyorlardı. Onu
düşünerek karımı siktiğim çok olmuştu ve şimdi de
sikimin sertleştiğini hissediyordum. 19 yaşının
tazeliği ve körpeliğini fazlasıyla taşıyordu
Şeyma.
Çok güzel bir akşam yemeği yedim. Torunumla oynadım. Gülsüm'ü
sikemeyecek olsam da neşem yerine gelmişti. Tabii bunda en büyük pay
gelinim Şeyma'nındı. Onu dikizlemekten kendimi alamıyordum
bir türlü. Yanımda olabildiğince saygılı ve edepli
davranmaya çalışıyordu. Karımın da ara ara ona
kaş göz işareti yaparak uyarılarda bulunduğunu görüyordum.
Yemeğin ardından güzel bir kahve yaptı Şeyma. Kahveyi
servis ederken önümde eğildiğinde şalı ile gömleğinin
arasındaki boşluktan koynunun bembeyaz etini görmek sikimdeki
hareketliliği büsbütün artırdı. Penye eteği
bacaklarını ve kalçalarını belli ediyordu adım
attıkça. Ancak kanımı asıl kaynatan dolgun göt
yanaklarının ince penye eteğin altındaki hareketleriydi.
Hareket ettikçe göt yanakları bir sağa bir sola löpürdüyor ve beni
azdırıyordu.
Saat gece 12'ye gelirken karım, "Hadi kızım, babanın
yatağını serelim de yatsın!" deyince, "Tamam!" dedi
Şeyma. Birkaç dakika içinde salonda yere bir yatak serdi benim için.
Karım da açılıp yatak haline gelen koltukta yatacaktı.
Şeyma, "Allah rahatlık versin!" diyerek odasına geçerken
karımla nihayet baş başa kalabilmiştim.
Soyunup yatağa girdim ve karıma, "Hadi, böyle gel, yanımda yat!"
dedim. Karım, "Delirdin mi herif, kız içerde!" dedi soyunurken. Uzun
kahverengi eteğini indirdiğinde çorapsız, bembeyaz
bacakları ve kalçaları çıktı meydana. Şeyma'nın
frikiklerinden sonra karımın dolgun kalçaları sikimi bir anda
füze gibi havaya dikiverdi. Altında beyaz, pamuklu bir külot vardı.
Üzerindeki siyah kazağını da çıkardığında
beyaz sutyeni ile kaldı. Memeleri sutyenin içine
sığmamış gibiydi. "Yeni mi aldın bunu?" diye sordum
sutyeni gösterip. "Yok be ne yenisi. Kız verdi, benimkini yıkadı!"
dedi. Şeyma'nın dipdiri ve dolgun memelerini örten sutyeni
karımın iri ve sarkmış memelerine küçük geliyordu. Bu
düşünce sikimdeki sertliği daha da artırdı.
Bana da oğlumun eşofmanlarından birini vermişti Şeyma,
ama giymemiştim, külotum vardı altımda. Üzerimdeki yorganı
çektim ve külotumu sıyırdım. Kalkık sikimi karıma
gösterip, "Hadi kız, kaç gün oldu, özledim seni. Senin için geldim ben,
geceyi boş geçirmeyelim!" dedim. Karım, "Delirdin mi Mehmet, ne
yapıyon, kız içerde!" deyince, "Boş ver, duymaz bizi, yatar o
şimdi. Çok özledim seni, hadi gel. Sen özlemedin mi?" dedim sikimi
kökünden tutup sallayarak.
Karımın da beni özlediği yüzündeki gülümsemeden belliydi.
"Kız içerde!" dedi, ama bunu söylerken kendince naz yapıyordu.
"Bırak kızı, hadi söndür şu ışığı
da gel!" dedim. Karım başka bir şey demeden
ışığı söndürdü ve yanıma uzandı.
Işık sönse de perdelere rağmen pencereden gelen sokak
lambasının ışığı içeriyi aydınlatıyordu.
Aynı zamanda koridorda yanan küçük lambanın kırmızı
ışığı da kapının büyük buzlu camından
içeriye yansıyordu. Evde bebek olduğundan geceleri yanan bir lamba
mutlaka oluyordu.
Daha uzanır uzanmaz ellerimi kalçalarına attım hemen ve
Şeyma'nın karıma küçük gelen sutyenini sıyırdım
aşağı. Karımın açığa çıkan memelerini
öpmeye, emmeye başladım. İlk anda (Kız içerde, olmaz!)
diyen karım öpmelerim ve okşamalarımla tava gelmiş ve
saçlarımı, sırtımı okşamaya
başlamıştı. Sağ elimi külotunun içine soktum ve birkaç
günlük kıllarla kaplı amını okşamaya, ovalamaya
başladım. Elimin amı ile buluşması karıma ilk
anda bir ürperti verirken hemen ardından fısıltılı bir
inleme çıktı dudaklarından. Amının etli
dudaklarını parmak uçlarımla sıkıyor, parmaklarımı
amına sokup çıkartıyordum sürekli. Amının
ıslanmaya başladığını hissettim. Birkaç günlük
ayrılık sadece beni değil, karımı da
azdırmıştı. Ben azgınlığımı Münire
Hanım ve Gülsüm ile doyururken, karım sikimin amına
gireceği anı beklemişti ve şimdi onun zamanıydı.
Meme uçlarını emiyor, içime çekiyordum. Sağ elimin önce iki,
sonra üç parmağını sokmaya başlamıştım
amına. Karım bundan çok hoşlanıyor ama kendini kasmaktan da
kurtaramıyordu. Amındaki elimi kalçalarıyla mengene gibi
sıkıştırıyordu. Dudaklarından dökülen zevk
iniltileri çoğalmaya başlasa da kendini tutuyor, Şeyma'nın
bizi duyabileceği endişesiyle tedirgin davranıyordu.
Ama ben onun gibi değildim. Kendimi tutmak, kasmak için bir nedenim yoktu.
Zaten Şeyma gece boyu sikimi sertleştirmişti. Halen de
aklımdaydı. Sikim kazık gibi olmuş, karımın
amına sokmak için sabırsızlanıyordum. Parmaklarımın
artık karıma yetmediğini sikime attığı elinden
anladım. Sikimi okşuyor, sıvazlıyor adeta 31 çektiriyordu.
Karımın sağ eli sikimdeyken benimki amındaydı. Dudaklarım
memelerini emiyor, öpüyordu. Derken elini sikimden çekti ve destek alarak
doğruldu. Ben de elimi amından çekip dizlerimin üzerinde
doğrulurken iyice sertleşip şişmiş sikimi
ağzına aldı.
Karımın dudakları sikimin kafasına değer değmez
müthiş bir keyif yaşadım. Karım bir ayağını
altına almış iki büklüm bir haldeyken sikimi ağzına
alıyor, boğazına kadar sokup çıkartıyordu. Bense bir
elimle saçlarını okşarken diğeriyle memelerini
avuçlayıp sıkıyordum. Karımın ıslak saksosu kalp
atışlarımı hızlandırmaya
başlamıştı. Sikimi deli gibi somuruyordu, sikimin
ağzının içinde, yanaklarında yaptığı şişkinliği
görebiliyordum. 3 çocuk ve beş torun sahibi 50 yaşındaki
karım harika duygular yaşatıyordu bana.
"Tamam, hadi yeter bu kadar!" dediğimde, karım sikimi
ağzından çıkarıp, "Az daha yapayım!" dedi. "İyi,
tamam!" deyince yeniden başladı saksoya. Saçlarını ve
memelerini okşamaya devam ediyordum yine. Bütün bunlar olurken dikkatimi
çeken bir şey oldu. Salonun kapısı eski tipteydi ve
yarısından fazlası buzlu camla kaplıydı. Buzlu camdan
içeriye, odanın duvarına vuran kırmızı
ışığın bir ara kesildiğini ve sonra bir
hareketliliğin olduğunu gördüm.
Şeyma kapının diğer tarafında, koridorda durmuş
içeriyi yani bizi dinliyordu. Karım sırtı kapıya dönük
olduğundan ve de kendini sikimi somurmaya
kaptırdığından bundan habersizdi. Evet, Şeyma'nın
orada durup bizi dinlediğinden adım gibi emindim. Gelinimiz bizi
dinliyordu, kayınvalidesi ile kayınbabasının
sevişmelerine, sikişmelerine kulak misafiri olmaya
çalışıyordu.
Bu durum bende daha büyük bir istek ve azgınlık
uyandırırken sikimi karımın değil de
Şeyma'nın ağzına aldığını, bana sakso
çekenin Şeyma olduğunu hayal etmeye başladım. Acaba
Şeyma da oğluma böyle sakso çekiyor mu diye kendi kendime soruyordum.
İnce pembe dudaklarıyla oğlumun sikini emdiğini, ıslak
dilini onun sikinde gezdirdiğini düşündükçe çıldıracak gibi
oluyordum.
Karım kendini saksoya daha çok vermeye başlamıştı ben
bunları düşünürken. Aynı iki büklüm vaziyette sikimi
boğazının en diplerine kadar alıyordu. Sikimden akan zevk
sıvıları karımın tükürüğü ile birleşince
çenesinden yatağa akmaya başlamıştı. Gözlerimi
kapattım, elim karımın saçlarında gezinirken
Şeyma'nın saçlarını okşadığımı
hayal ettim. Gözlerimi yeniden açtığımda Şeyma'nın
halen orada olduğunu gördüm. Kapıdan bir iki adım uzakta dursa
da arkasındaki ışığın yarattığı gölgesi
belli belirsiz vuruyordu duvara.
Karım biraz daha devam ederse ağzına boşalacaktım.
Amından sikmek için yanıp tutuşuyordum, ama karım saksoyu
bitirecek gibi görünmüyordu. "Hatice, tamam, yeter bu kadar. Uzan şöyle!"
dediğimde sikimi ağzından çıkarıp, "Böyle
yapalım, ağzıma boşal!" dedi çenesinden akan
sıvıları eliyle silerken. Gittiği dini sohbetlerde
karı koca arasında bu tip şeylerin günah
olmadığını öğrendiğinden beri ağzına
birkaç kez boşalmıştım. İlkinde kusmanın
eşiğinden dönmüş, ama sonrasında döllerimi meyve suyu gibi
yalayıp yutmuştu. Şimdi de aynısını istiyordu,
ama ben amına girmek için yanıp tutuşuyordum.
"Uzan şöyle, hadi!" dediğimde uflayıp pufladı önce, ama
sonra bir şey demeden yer yatağına sırt üstü uzandı.
Külotunu lastiklerinden tutup sıyırdı aşağı ve
ayaklarından çıkardı. Sutyeni ise çıkartmadan
aşağıya sıyırdı iyice. Koca memeleri tüm
haşmetiyle karşımdaydı. Sikimi sıvazladım,
karımın müthiş saksosuyla iyice ıslanmış ve
kayganlaşmıştı. Karım klasik pozisyondaydı,
bacaklarını dizlerinden büküp iki yana iyice açınca amı
belirdi karşımda.
Bacaklarının arasında yerimi aldım ve yavaşça üzerine
uzandım. Sikimi amının üzerine sürterken karımdan, "Uhhh!"
diyen bir inilti çıktı. Ardından da bir elini alttan sikime
attı ve amına sürtmeye başladı. Amının minik
kıllarının üzerinde sikimin kafası gidip geldikçe ben de
bundan büyük zevk alıyordum. Ancak bu faslı uzatmak
istemediğimden etli ve iyice ıslanmış amının
dudaklarına sürttüm biraz da. Sonrasında amına sokmaya
başladım.
Karımın amının içi fırın gibiydi. Sikimin
kafasından başlayan sıcaklık dalgası her yerime
yayılıyordu. Kısa sürenin sonunda sikim taşaklarıma
kadar amının içindeydi. O halde bir süre kalırken karımın
elleri sırtımda, belimde ve götümün yanaklarında geziniyordu.
Fısıltılı sesiyle, "Kurban olurum sana, kocam,
erkeğim, kurban olurum..." diyor, yanaklarımı ve boynumu
öpüyordu.
Yavaş hareketlerle sikimi sokup çıkartmaya başlarken
karımın iniltileri çıkmaya başlamıştı.
Sıcak nefesini yüzümde, kulaklarımda hissediyordum. "Ahhh,
yavaş, kurban olduğum yavaş, kız içerde!" deyip duruyordu
boynumu öperken. Evet, kız içerdeydi, ama karımın
sandığı gibi kendi yatak odasında değil, hemen
kapımızın önündeydi. Ne yazık ki şimdi
sırtım kapıya dönük olduğundan onun
karaltısını, gölgesini göremiyordum, ama orada olduğunu
bilmek bana yetiyordu.
Sikim karımın geniş ve ıslak amına kolayca girip
çıkarken hareketlerimi hızlandırmaya başladım. Belimi
ve götümü oynatarak sokup çıkartıyordum amına. Karım
aldığı zevkle bacaklarını iki yana
kaldırırken sol bacağı masanın yanındaki
sandalyeye çarpınca çıkan sesle irkildik. Ama duracak halde
değildim. Karımın inlemeleri de dur durak bilmeden devam
ediyordu. Sol ayağını sandalyenin üzerine atmışken
sağ ayağı kendi yatacağı koltuğa
dayanmıştı. Pompalamalarım hızlanıp artarken
ayaklarının ve bacaklarının sallanmaları da
çoğalmıştı.
Üzerinde doğruldum biraz ve ellerimi yatağa dayadım. Bu
şekilde daha hızlı ve güçlü bir halde sikmeye
başladığımda sutyeninden kurtulmuş memelerinin
sallanışları beni deli eder olmuştu. Karımın
kalçalarının, karnının sarkık,
yumuşamış etleri pompaladıkça titreyip löpürdüyordu.
Kasıklarımızın çarpışmasından çıkan tok
sesler salonun duvarlarında yankılanıyordu. Karım, "Kurban
olduğum, yavaş, kız içerde!" dedi bu sesleri duyunca.
Ben daha da hızlanmayı isterken karım yavaşlamamı
istiyordu. Mecburen dediğini yaptım ve hareketlerimi
yavaşlattım. Bir süre sikim amının içinde olduğu halde
bekledim. Sonra onun istediği gibi yavaş yavaş sikmeye
başladım. Sikimi amının en diplerine sokuyor biraz bekledikten
sonra tamamen çıkartıyordum. Sonra yeniden en dibine kadar sokuyor,
bekleyip çıkartıyordum. Bu şekilde boşalmam gecikirken
karım sikime doyuyordu.
Ancak karım, "Geldin mi?" diye sormaya başladı biraz sonra.
"Daha var!" dedikçe de, "Mehmet hadi bak, kız içerde, duyacak bizi!"
diyordu. Ellerimi dizlerinin arkasına attım ve kaldırdım
bacaklarını. Ayaklarını omzuma koyarken belinden tutup
kendime çektim. Sikim taşaklarıma kadar amındayken
hızlıca sikmeye başladım. Karım ellerini
yatağın yanlarına atmış, sürekli, "Hadi Mehmet, hadi!"
deyip duruyordu. Dikkatimi dağıtıyordu bu konuşması,
ama yapacak bir şeyim yoktu.
Pompaladıkça her iki memesi deli gibi sallanıyordu. Boşalmaya
yaklaşırken sinirlerim uyuşmaya başladı. Gözlerimi
kapattım, aklımda Şeyma vardı, karımı değil
onu sikiyordum. 30 yıldır sikimi içine alan karımın
amı yerine Şeyma'nın körpe, taze amını sikiyordum.
Hızlandıkça karımın, "Hadi, hadi!" demeleri artıyor,
'Şop, şop, şop!' sesleri de buna ilave çoğalıyordu.
Karımın başımın her iki yanındaki
ayaklarının sallanmaları eşlik ediyordu sikimin
amındaki gidip gelmelerine.
Sonunda büyük bir güçle döllerim sikimden amına akmaya
başladığında her yanım alev alev yanıyordu.
Boşalmam bitene kadar sokup çıkartmaya devam ettim sikimi.
Bittiğindeyse amında bir süre bekledim. Sikimi çıkardım ve
amının üzerine sürttüm. Sikimden akan döllerimin son
damlalarını da amının üzerine akıttım.
Doğrulup kalkarken karım da ayaklarını koydu yatağa ve
o şekilde bekledi bir süre. Bir şey demeden bana bakıyordu.
Yanına uzandım ve memelerini öptüm. Karım saçlarımı
okşarken, "İyi ki geldin bugün!" dedi. Dudaklarından öpmeye
başladım. Sikişmemiz bitmiş, ama
azgınlığımız geçmemişti. Karım
dudaklarımı emiyor, dilini ağzımın içine sokuyor ve
dilimi de vakumluyordu. Dudaklarının üzerindeki, çenesindeki ve
yanaklarındaki tüyler yok olmuştu, kaymak gibiydi teni.
"Çok güzel olmuşsun böyle, bu tüyler gidince çok güzelleşmişsin!"
dediğimde, "Şeyma aldı!" dedi. Şeyma'nın sihirli
elleri değmişti karıma. Bir süre daha öpüştük, ben
kalçalarını okşarken o da sikimi okşuyordu. Ancak sonunda
boşalmanın da etkisiyle uyku bastırmaya başladı.
Karım da ben de uykunun esiri olmak üzereydik. Aşağı
sıyrılan sutyenini tamamen çıkardı. Yorganı üzerimize
çektim, birbirimize sarıldık ve güzel bir uykuya daldık...
Sabah uyandığımda saat altı olmak üzereydi. Karım
sırtı bana dönük halde horul horul uyuyordu. Çişim
gelmişti. Kalktım ve külotumu giyindim. Kapıyı açıp
koridora çıktım. Kırmızı lamba yanmaya devam ediyordu.
Banyoya giderken Şeyma'nın yattığı odanın önünden
geçtim. Odanın kapısı çok hafif aralıktı. Daha birkaç
saat önce karımla sikişmemizi dinleyen Şeyma içerde
yatıyordu. Aklıma gelen bu düşünceyle sikim sabah
serinliğinde sertleşmeye başladı. Kapıyı
aralayıp içeri bakmak istedim, ama gereken cesareti toplayamadım.
Banyoya girince kapının yanında duran plastik kirli sepeti
ilişti gözüme. Kapağını kaldırınca içinde
çoğunluğu torunuma ait kirli kıyafetler göründü. Ancak torunumun
minik kıyafetlerinin arasında gördüğüm bir şey sikimdeki
sertliği bir anda artırdı. Beyaz bir külottu bu,
Şeyma'nın minik beyaz külotuydu.
Tanga denilen türde bir külottu ve karıma da almıştım
bunlardan daha önce. Bazı geceler giymesini istiyordum ondan. Karım (Götümün
arasına giriyor!) diyerek itiraz ediyorsa da beni memnun etmek için
giyiyordu gene de. Karımın sadece geceleri giydiği tangayı
gelinim Şeyma günlük olarak giyiyordu. Külot avucumun
yarısını bile kaplamıyordu. Amını kapatan
kısımda hafif sarımsı bir leke vardı. Kokladım,
buram buram am ve göt kokuyordu. 19 yaşındaki gelinimin tazecik amının
ve göt deliğinin kokusu sinmişti tangaya.
Kirli sepeti başka hazineler de saklıyordu. Beyaz, önü dantelli bir
sutyen vardı. Sutyenin iç kısmında Şeyma'nın meme
uçlarının izi çıkmıştı. Sutyeni de kokladım.
Teninin kokusu ve hafif bir parfüm, deodorant kokusu geldi burnuma.
Sikim tavan yapmıştı artık. Daha fazla bekleyecek durumda
değildim. Sikimi çıkardım ve minik, pamuklu tangasını
sikime sürtmeye başladım. Yumuşacık tanga sikimin üzerinde
gidip gelirken bir taraftan da sutyenini koklayıp meme uçlarının
iz yaptığı yerleri dilliyordum. Kısa süre sonra
sarsıla sarsıla boşalmaya başladım.
Boşalırken tangayı sikime sürtmeye devam ettim. Tabii bu arada
döllerim tangaya bulaşıyordu, ama kendimi kaybetmiş gibiydim.
Boşalmam bittiğinde sikime bulaşan döllerimi tangayla silip
temizledim ve kirli sepetine koydum ikisini de. Çişimi yapıp
çıktım. Şeyma'nın odasının önünden geçerken içeri
bakacak cesareti toplamıştım minik tanga sayesinde.
Kapıyı usulca araladım. Kalın yorganın altında
sırtı bana dönük halde yatıyordu. Torunumun beşiği de
hemen yatağın yanındaydı. Yorganın altında
vücudunun kıvrımları pek belli olmasa da götünün
yarattığı tümsek ortadaydı. Kapıyı eskisi gibi
aralık bırakıp salona geçtim.
Karım uyumaya devam ediyordu. Yorganın altına girip çıplak
ve sıcak vücuduna sarıldım. Daha birkaç dakika önce
boşalmıştım, ama karımın dolgun vücuduna dokunmak
sikimde yeniden hareketliliğe neden oldu. Kalçalarını ve
memelerini okşarken karım uyandı. Benden yana döndü ve "Ne oldu?"
dedi sabah mahmurluğuyla. "İşe gitmeden gene yapalım!"
dedim. Boynunu ve yanaklarını öperken, "Yapma Mehmet, kız
kalkacak şimdi. Sen de azdın mı iyice, sabret biraz!" dedi.
"Olmaz, sabredecek halim yok!" dedim öpmeye devam ederken. Bir taraftan da
sağ elimle amını ovalıyordum. "Yapma Mehmet, kız
duyacak şimdi!" dediğinde, "Duymaz o, yatıyordur. Hem duysa ne
olacak? Biz onun anası babası sayılırız. Birbirimizin
helaliyiz, ayıp bir şey mi yapıyoruz?" dedim.
Karım sözlerimden sonra bir şey demedi, ancak karşılık
vermek yerine öylece yatmayı tercih etti. Ellerim çıplak vücudunda,
götünde geziniyordu. Meme uçlarını emiyor, dilliyordum. Sikim yeniden
şaha kalkmaya başlamıştı. "Hadi, şöyle kalk,
domal. Canlan biraz, hadi..." dediğimde, "Uff Mehmet, sabah sabah..." dedi
sinirle. "Hadi, söylenme hadi, domal!" dedim götüne bir şaplak atıp.
Üzerimizdeki yorganı kaldırdım. Karım dirseklerini
yatağa dayayarak domaldı. Ayaklarını tutup
ayırdım iki yana. Gecenin loş karanlığında pek
görünmeyen amı şimdi karşımdaydı. Amının
etli dudaklarını parmak uçlarımla sıktım.
Kıllı göt deliğini görünce sikimin sertliği son raddesine
gelmişti. Dayanamadım ve "Götten yapalım mı?" diye sordum.
Karım doğruldu ve başını geriye atıp, "Tövbe
tövbe, delirdin mi sen sabah sabah... Amımdan yapacaksan yap hadi, saçma sapan
konuşma!" dedi kızgın bir sesle.
"Kaç zaman oldu götten vermiyorsun!" dediğimde, "Mehmet, manyak manyak
konuşma. Adamı günaha sokma sabah sabah... Delirdin mi sen, kız
içerde diyorum sana..." dedi. "Eve gittiğimizde vereceksin, tamam mı?"
dedim. Karım yanıt olarak, "Tamam tamam, hadi!" dedi ve uflayıp
pufladı. Eve gittiğimizde götünden sikecektim onu, sözünü
almıştım. Keyfim yerine gelirken sikimi sıvazladım.
Şeyma'nın minik tangasına boşalalı dakikalar
olmuşken karımın amına sokmaya başladım sikimi.
Karım ilk anda tepki vermezken sikim amına girmeye
başladığında, "Ayyy, yavaş, yavaş ol!" dedi.
Ancak onu dinleyecek halde değildim. Sikim amına girmekte
zorlanıyordu. Amı ıslanmamış olduğundan biraz
canı acıyordu karımın. Ama 30 yıldır sikile
sikile iyice açılıp, genişlediğinden ıslanmasa da
sonunda sikimi dibine kadar aldı amı.
Sabahın serinliğine inat karımın amı yine
sıcacıktı. Göt yanaklarını kavradım ve
hızlıca sikmeye başladım. Karım, "Mehmet yavaş ol!"
dedi bu sırada. Geçen gece Gülsüm'ü hayvan gibi sikmiştim.
Şimdiyse karım aynı şekilde domalmış
vaziyetteyken yavaş yavaş ağırdan alarak sikecek
değildim.
Kasıklarım ve taşaklarım karımın
kasıklarına çarptıkça çıkan tok ve güçlü sesler salonun
içinde yankılanmaya başlamıştı. Karım kendini
ileri çekmeye çalışınca belinden kavradım ve daha da güçlü
pompalamaya başladım. "Mehmet yavaş!" diyordu karım sürekli,
ama coşkun bir nehre dönüşmüştü azgınlığım.
Durabilecek noktayı geçmiştim. "Mehmet yavaş!" dedi sert bir
sesle, ama ben, "Sikerim senin yavaşını amcık. Rahat dur,
sikerim belanı senin!" dedim ve sikişmenin şiddetiyle dalgalanan
saçlarını kavradım sol elimle.
Saçlarını tutup geriye çektim güçlüce. Karımın
başı havaya kalkarken canı da yanıyordu ama yapacak bir
şeyim yoktu. "Ahhh, Mehmet bırak saçımı,
yavaşşş!" diyordu can havliyle. Ama ben her seferinde, "Sikerim
yavaşını!" diye bastırıyordum sesini. Sikim
amının içinde hızlıca gidip geliyor, göt yanakları ve
belinin etleri löpürdüyordu.
Karım ha bire, "Yavaş!" dese de bir faydası olmuyordu. "Ahhh,
ahhh, ıhhhh, uhhh..." sesleri çıkıyordu dudaklarından
yavaş kelimesinin haricinde. Boşalmaya yaklaşırken daha da
sert şekilde sokup çıkardım sikimi. Ve sonunda
Şeyma'nın tangasından sonra yeniden boşalmaya
başladım. Birkaç dakika öncesine göre zayıf bir
boşalmaydı bu. Sikimi amından çıkardığımda
döl niyetine akan bir şeyin olmadığını gördüm.
Karım doğruldu ve "Allah nasıl biliyorsa öyle yapsın seni!"
dedi sinirli sinirli. Saçlarını düzeltip kalktı ayağa.
Götünün yanakları ve kasıkları kızarmıştı.
Dün gece çıkardığı külot ve sutyenini giyindi. Sonra da
gece boş kalan yatağına girdi. Ben de üst üste iki defa
boşalmanın verdiği keyifle yorganı çektim üzerime. Bu
sırada karım, "Git banyoya yıkan, cenabet cenabet gitme işe!"
dedi yorganın altından.
Bir saat kadar daha yattıktan sonra kalktım ve karımın dediği
gibi banyoya girip yıkandım. Giysilerimi banyoda giyinip
çıktığımda, Şeyma'yı mutfakta kahvaltı
hazırlarken buldum. Beni görünce bembeyaz yanakları
kızardı, başını çevirdi ve yüzüme bakmadan, "Hayırlı
sabahlar baba..." dedi titreyen bir sesle. "Sana da kızım!" dedim.
Dün gece karımla sikişmemi dinlemiş, ben de
karşılık olarak minik tangasına
boşalmıştım.
Üzerinde açık mavi renkli ayak bileklerine kadar gelen,
bacaklarını ve kalçalarını sıkıca
sarmış kot pantolon vardı. Üzerine ise kırmızı
renkli uzun kollu bir tunik giymişti. Başını dünkü mavi
şalı ile bağlamıştı arkadan. "Kahvaltı
hazır olur az sonra..." dedi başını hafifçe
kaldırıp. "Sağ ol kızım. Annen de kalktı mı?"
diye sordum. "Kalktı, içerde..." dedi. Salona geçtiğimde karım
giyinmiş, torunumla ilgileniyordu.
Beni görünce fısıltılı ama sinirli bir sesle, "Şu
kapıyı kapat!" dedi. Kapıyı kapatınca, "Sana dedim az
sabret, saçma saçma işler yapıyorsun. Kız duymuş bizi!"
dedi başını sağa sola sallayarak. "Duyduysa duydu, ne
yapalım. Ayıp mı, karı kocayız sonuçta!" dedim.
Karım cevap vermedi sözlerime önce. Sonra da, "Gider oğlana söylerse
ne olacak, tövbe tövbe, bu yaşımdan sonra!" dedi. "Söylesin ne var.
Senin oğlun bilmiyor mu bizim ne yaptığımızı.
Ayıp mı?" dedim. Ama karım, "Mehmet, sen iyice kafayı yedin
ha. Git bir doktora... Kız diyorum, duymuş bizi, suratı pancar
gibiydi. Yüzüme bile bakmadı utancından. Gider kocasına söylerse
ne olacak, hele büyük geline anlatırsa bilmeyen kimse kalmaz vallahi!"
dedi.
"Hatice, sakin ol. Bu tip şeyler öyle millete anlatılmaz. O kalkıp
sana anlatıyor mu kendi kocasıyla arasında olan biteni, büyük
gelinin anlatıyor mu?" dediğimde cevap vermedi. "Hadi hadi, sen git
artık, daha fazla kalma!" dedi. "İyi, tamam!" diyerek
çıktım.
Şeyma mutfaktaydı yine. "Hayırdır baba, gidiyor musun, sofrayı
kuruyorum..." dedi. "Yok kızım, gideyim, İnşallah
başka zaman!" dedim. Ayakkabılarımı giyinmiş
çıkacakken, "Öpeyim..." deyince elimi uzattım. Elimi öpüp alnına
götürürken bir anda sıkıca tutup çektim kendime ve yanağına
ıslak bir öpücük kondurdum. Şeyma neye
uğradığını şaşırmış bir halde
elini yanağına götürmüş bana bakarken, "Sen bizi mi duydun?"
dedim. Şeyma hiçbir şey diyemedi bu sözüm karşısında.
Mutfağa geri dönmeye çalışırken bileğinden
yakaladım ve "Dün gece kapının arkasında durup bizi
dinlediğini biliyorum!" dedim. Boştaki sağ elini
ağzına götürdü, ağlayacak gibi oldu.
Bıraktım bileğini. Şeyma hızlıca mutfağa
girerken ben de çıktım evden...
[Mehmet]
|