Suriyeli Kiracılarım! (5) (Mehmet 53 Y., İstanbul)
Karımla
sikişmelerimizin sonrasında yaptığımız gibi
yıkadık birbirimizi. Münire Hanım sıcak banyoyu ve suyu çok
sevdi. Uzun zamandır böylesi bir yıkanmaya ihtiyacı vardı.
Dolgun, iri vücudunu güzelce lifledim, şampuan ve duş jelini bol bol
kullandım bunu yaparken. Kalın, güçlü elleriyle bir hamam
tellağı gibi vücudumdaki kirleri çıkarttı
karşılık olarak. Banyodan hiç çıkmak istemiyor gibi bir
hali vardı. Bıraksam sabaha kadar suyun içinde kalacak gibiydi.
Banyodan çıkıp yatak odasına geçtik. Takma dişleri halen
yatağın üzerindeydi. Dişleri aldı ve taktı hemen.
Hijyen, temizlik filan umurunda değildi kadının. İkinci
postayı atmak için sabırsızlanıyordum. Amından sonra
bu kez götünden sikecektim onu.
"Götten yapalım mı, sizde adetmiş?" dediğimde, "Hee,
adettir beyim!" dedi gülerek. "Nasıl bir adet, anlat hele şunu!" dedim
yatağa uzanıp. Münire Hanım, "Bizde karı koca arasında
günah, ayıp olmaz beyim. Adam istedi mi karısı mecburdur, itiraz
edemez!" dedi. "Sizinki iyiymiş, ben benim karıyı senelerce ikna
etmeye çalıştım. Anca 4-5 senedir götünden sikiyorum, o da iki
üç ayda bir!" dediğimde, "Hee, senin karıda da iyi mal var ama!" dedi
küçük bir kahkahayla.
"Gel hadi şöyle, uzan yanıma!" dedim. Münire Hanım yanıma
uzanırken hemen memelerini öpmeye başladım. Etli meme
uçlarını emdim, ısırdım. Sağ elimin
parmakları ise etli amını okşamaya
başlamıştı. Münire Hanım da saçlarımı
okşuyor, ellerini sırtımda gezdiriyordu. Karşılık
veriyor olması hoşuma gidiyordu.
Sikim kalkmaya, sertleşmeye başlamıştı yeniden.
Parmaklarımı amının içine sokup çıkartıyor, am
dudaklarını sıkıyordum. Münire Hanım'ın
sırtımda gezinen güçlü ellerinin baskısını
hissediyordum. Sonunda daha fazla devam edemeyecek noktaya geldiğimde, "Hadi
bakalım, kalk şöyle!" dedim. Elinden tutup doğrulmasına
yardımcı oldum.
Münire Hanım az sonra köpek gibi domaldı yatağın üzerinde.
Arkasında yerimi alırken, "Şu belini indir aşağı
biraz!" dedim. Uzun, yapılı vücudu nedeniyle götü yukarıda
kalmıştı. Dediğimi yaparak kalın belini indirdi,
dizlerini iki yana biraz daha açarak tam istediğim pozisyona geldi.
Göt yanaklarını tutup ayırdım. Kıllı göt
yarığından şampuanın hoş kokusu geliyordu. Göt
deliği sikilmeye hazır bir halde sikimi bekliyordu. Ağız
dolusu tükürüğümü göt deliğinin üzerine akıttım. Orta
parmağımla tükürüğü deliğine yedirdim. Münire Hanım
göt deliğine girip çıkan parmağımdan hiç rahatsız
olmuşa benzemiyordu.
Sikimi tutup sıvazladım bir süre. Ardından göt deliğinin
ağzına sikimin kafasını sürttüm biraz. "Hazır
mısın, iyi misin böyle?" dediğimde, "Hee, iyiyim beyim!" dedi
başını yana çevirip. O böyle söyleyince yavaşça
bastırmaya başladım sikimi. Göt deliğinin zaten geniş
olan ağzı bastırmamla beraber daha da açılmaya,
genişlemeye başlarken sikim içine rahatça giriyordu. Münire
Hanım herhangi bir tepki vermiyordu bu sırada. Sonunda neredeyse
dibine kadar soktum sikimi içine. İnanılmaz bir keyif
yaşıyordum.
Karımın göt deliği sikimin anca yarısını o da
zorlaya zorlaya alırken, Münire hanımınki dibine kadar boydan
boya almıştı. Yine de göt deliği amına göre daha
dardı. Bir süre öylece bekledim. Münire Hanım'ın banyodan
çıkmak istememesi gibi ben de götünden sikimi çıkarmak istemiyordum.
Ellerimi göt yanaklarına attım. Sıkıp yoğurdum
yağlı, kalın etlerini.
Kalbimin atışları hızlanmış, son noktasına
gelmiş gibiydi. Boyun damarlarımda atışlarını
hissediyordum kalbimin. Münire hanımla bir bütün olmuştuk. Ona göt
deliğinden bağlanmıştım. Sikişen ve birbirine
kenetlenmiş iki sokak köpeği gibiydik sanki.
Yavaş yavaş sokup çıkartmaya başladım sikimi. Hiç
zorlanmadan ve zevkin doruklarında gezine gezine sikiyordum götünü. Oysa
karımın dar göt deliği çoğu zaman bana zevk yerine acı
veriyordu. Sikişin en ateşli zamanında karım sikimi
çıkartmam için zorluyor, yalvarıyordu. Onun gösterdiği bu tepki
benim de dikkatimi dağıtıyor ve moralimi bozuyordu. Ama
şimdi Münire Hanım'ın sikile sikile genişlemiş göt
deliği o çok istediğim zevki bana yaşatıyordu.
Zaman ilerledikçe bu pozisyonda daha fazla devam edemeyeceğimi
anladım. Münire Hanım her ne kadar belini indirmişse de yine de
götünü zaman zaman oynatıp havaya kaldırdığı oluyordu.
Sikimi çıkardım göt deliğinden ve "Uzan şöyle yatağa,
bacaklarını ayır iyice!" dedim.
Münire Hanım bir şey demeden yatağa kendini bıraktı.
Koca cüssesiyle yatağı kaplarken tümsek yapan götünü yoğurdum.
Göt yanaklarını ayırdım, kıllı göt
yarığı açılırken göt deliği yeniden kendini
gösterdi. Klasik pozisyonda amından sikiyormuşum gibi uzandım üzerine.
Kalkık sikimi sıvazladım ve göt deliğine hizaladım.
Bastırmamla beraber sikim yeniden göt deliğine giriverdi. Bu halde
daha büyük keyif aldığımı fark ettim. Bir süre bekledim o
şekilde, sonra ayakuçlarımdan aldığım destekle götümü
kaldırıp indirerek sikimi sokup çıkartmaya başladım.
Sikim yağlanmış gibi girip çıkıyordu götüne. Göt
deliğinin sıcaklığını hissediyordum. Münire
Hanım'dan ufak ufak ıhlamalar, ahlamalar gelmeye
başlamış, yatağın bazasından da çatır çutur
sesler gelir olmuştu. Arap kocasının senelerce sike sike
genişletmesi sayesinde sikimi kasıklarıma kadar alıyordu götü
ve herhangi bir zorlanma emaresi göstermiyordu.
Zaman ilerledikçe aldığım zevk de çoğalmaya
başlamıştı. Kasıklarım terli göt yanaklarına
çarptıkça sikişimizin sesleri odada yankılanır
olmuştu. Alt katta Selman'ın annesi sikilirken çıkan sesleri
duymasını çok istediğimden bu sesler bana ayrı bir keyif
yaşatıyordu. Bu arada Münire Hanım kendi kendine konuşur
gibi sesler çıkartmaya başlamıştı. Ahlayıp
ıhlamalarının arasında bir şeyler diyor gibiydi, ama
anlamıyordum.
Koca, yağlı göt yanakları pompalamalarım nedeniyle deli
gibi löpürdüyordu. Göğsümün altında kalın beli, yüzüme ve
yanaklarıma halen ıslak, ağarmış yumuşak
saçları değiyordu. Yaşadığım anın bitmesini
hiç istemesem de boşalmaya gitgide yaklaşıyordum. Son bir
gayretle daha güçlü şekilde pompalayıp sokup çıkardım
sikimi. Bu sırada ben de böğürmeye, bir hayvan gibi sesler
çıkartmaya başlamıştım. Sonunda bir anda
patladım, sikimde kalan döllerimi Münire Hanım'ın göt
deliğine akıtmaya başladım.
Sikimi sokup çıkartmaya devam ettim götüne. Tamamen boşaldıktan
sonra gücüm tükenmiş halde sikim göt deliğinde olduğu halde
uzandım üzerine. Münire Hanım üzerine binen yükün
ağırlığı altında kıpırdanırken
doğruldum. Sikimi çıkarırken aynı amı gibi göt
deliğinin de döllerimi bir sünger gibi emdiğini gördüm. Döllerim
iyice genişlemiş ve açılmış deliğin içinde
kaybolmuştu.
Kasıklarım ve onun göt yanakları kıpkırmızı
bir haldeydi. Sikimde kalan son döllerimi de göt yarığına
sürterek akıtıp yatağa bıraktım kendimi. Münire
Hanım bir süre daha o şekilde kaldıktan sonra doğruldu ve
başını göğsüme koydu. Sarıldım sıkıca. Münire
Hanım, "İyi miydi beyim, hoşan getti mi?" dedi yoğun
doğulu şivesiyle. "Çok hoşuma gitti, çok teşekkür ederim.
Ne zamandır böyle bir zevk yaşamamıştım!" dedim ve
yüzünü, yanaklarını öptüm. "Senin hoşuna gitti mi?" diye sordum.
Sağ elini sikime atıp, "He, çok getti!" dedi. Biraz dinlendikten
sonra onu yeniden sikecektim. Sarıldık birbirimize ve güzel bir
uykuya daldık.
Uyandığımda saat gece üçü geçiyordu ve Münire Hanım
yanımda yoktu. Kalkıp içeriye, banyoya baktım, ama orada da
yoktu, aşağı inmişti ben uyurken. Onu sabaha kadar
sikeceğimi söylemiştim, ama uyumamı fırsat bilip
sıvışmıştı. Kızdım, ama yapacak bir
şeyim yoktu, o nedenle tekrar yatağa girip uyumaya devam ettim.
Ertesi akşam işten geldiğimde eve çıkmadan kapısını
çaldım. Kapıyı evin küçük oğlu açtı. "Kim var evde,
babaannen evde mi?" diye sordum. Çocuk hiçbir cevap vermeden öylece
bakıyordu bana. İçerde elektrik yoktu, ışık
görünmüyordu. Az sonra içerden Arapça sesler geldi. Çocuk bunun üzerine içeri
geçti, o gidince Gülsüm belirdi kapıda.
Beni görünce tedirgin oldu. Kederli, üzgün ve süzülmüş görünüyordu. Uzun,
eskimiş siyah elbisesi vardı yine üzerinde. Çıkıntı
yapmış göbeği ve iri memeleri elbisenin altında kendini
belli ediyordu. Başında ise parlak siyah bir türban vardı,
sıkıca bağlamıştı başına. "Kim var evde?"
diye sorduğumda başını salladı sağa sola. Benden
korktuğunu anladım. Kirayı istemeye geldiğimi
sanıyordu muhtemelen.
Derken Münire Hanım göründü. Ağır adımlarla Gülsüm'ün
yanına geldi. Gülsüm'e Arapça bir şeyler söyleyince Gülsüm içeri
geçti. Kapıyı aralayıp koridora çıkınca, "Niye dün
gece gittin?" diye sordum. "Ne edeyim beyim, kalamam dedim sana!" diye
yanıtladı. "Tamam, hadi bekliyorum, az sonra gel!" dediğimde, "Gelemem
beyim!" dedi. "Ne demek gelemem, manyak mısın, böyle
anlaşmadık seninle, gel diyorsam geleceksin!" dedim kolunu tutup.
"Gelemem beyim, hastayım!" dedi. "Ne demek hastayım?" dedim sinirle.
"Hastayım beyim, her yanım ağrıyor, öksürüyorum. Kaç gündür
soğukta kalıyoruz, senin haberin var mı, elektrik yok,
doğru düzgün yemek yok..." dedi. Bunları söylerken dudakları
titriyordu. "Ee, ne olacak peki, bedavadan oturuyorsunuz, ben ne yapayım,
kaç aydır para verdiğiniz yok!" dedim.
Sözlerime cevap vermeyince, "Oğlun nerde, Selman nerde?" dedim. "Bilmem ben
beyim, gelip gittiği yok. Hiç haberimiz yok!" dedi ellerini iki yana
açıp. "Bana yalan söyleme, içerdeyse çağır gelsin hemen!" dedim,
ama Münire Hanım, "Vallaha beyim evde yok, geç bak istersen, nere gitti
bilmem ben!" dedi. Yeniden kolundan tutup sarstım olduğu yerde, "Ben
şimdi çıkıyorum, sen de yarım saat sonra geleceksin!"
dedim.
"Vallah gelemem beyim, her yanım ağrıyor, anlamadın
mı, sen ne insafsız adamsın!" dedi ağlayarak. "Beni
ilgilendirmiyor, sen gelemezsen başkasını gönder!" dedim
sinirle. "Tövbe beyim, o nasıl söz?" dedi şaşkın halde.
"Bırak şimdi bunları, dediğimi anladın. Sen
gelemiyorsan gelinini gönder!" dedim kulağına eğilerek.
Münire Hanım'ın suratı kızardı birden, "Yürü beyim,
yürü git işine, sen bizi ne sandın?" dedi içeri girmeye
çalışırken. Ama yeniden kolundan tuttum ve "Dediğimi
duydun, ya sen gelirsin ya gelinin. Yoksa yarın sabah atarım sizi
kapıya!" dedim. Münire Hanım bir şey demedi sözlerime
karşılık ve içeri girdi.
Yukarı çıktım, sinirden birkaç sigara içtim üst üste. Yarım
saat olup da gelen giden olmayınca aşağı inmeye karar
verdim. Tam kapıyı açıp aşağı inecekken
kapıya vuruldu. Açınca karşımda Gülsüm'ü gördüm. Ellerini
önünde birleştirmiş, başını öne eğmişti.
Korkudan titriyordu.
Münire Hanım'ı beklerken Gülsüm'ü karşımda görünce heyecanlandım.
"İçeri gel!" dediğimde kalbimin atışları tavan
yapmıştı bile. Gülsüm başı öne eğik halde içeri
girerken sikim de kalkmaya başlamıştı. Kapıyı
kapattım. "İçeriye, salona geç, salona!" dedim elimle göstererek.
Gülsüm hiçbir şey demeden sessizce salona geçti. Salonun ortasında
aynı şekilde duruyordu. Bana bakmaya çekiniyor, korkuyordu. O
konuşmadan öylece dururken ben de ne diyeceğimi bilmez halde ona
bakıyordum.
Sikimin sertliği her an daha da artıyordu. Yanına
yaklaştığımda bir iki adım geri attı korkudan.
"Korkma, benden korkma, sana zarar vermem, korkma!" dedim eliyle
anlayabileceği işaretler yaparak. Başını
kaldırmadan sadece göz ucuyla bakıyordu. Ona bakıp
kırlaşmış sakalımı sıvazladım bir süre.
Sonra da, "Hadi geç içeri!" dedim yatak odasını gösterip.
Gülsüm sessizce önümden yürüyüp yatak odasına giderken sonunda
muradıma erecektim...
[Mehmet]
|