Çocuğumuz Olmuyordu Kaynanam Yardımcı Oldu! (Kerem 27 Y., İstanbul)
Merhaba, ben
İstanbul'dan Kerem. 27 yaşındayım ve 3 yıllık
evliyim. Devlet memuru bir makine mühendisiyim. Eşim Canan benden 4
yaş küçük. Evlendiğimiz günden itibaren eşimle çocuk yapmak için
uğraşıyoruz, ancak eşimin ergenliğinden beri varolan
yumurtlama probleminden ötürü birtürlü başarılı olamıyorduk.
İki yıl denedikten sonra artık tıbbi yardım almaya
başladık. Ama bu da derdimize derman olmadı. Eşim bu yüzden
bunalımlara girdi, ben de elaleme rezil olacağız, hatta olduk
diye çok korkuyordum.
Birgün bir aile dostumuz bize taşıyıcı annelikten söz etti.
Çocuğu başkası doğuracaktı, ama yasal annesi eşim
olacaktı. Son çare olarak başka bir seçeneğimiz yok gibi gözüküyordu.
Üstelik taşıyıcı annelik ülkemizde yasaktı. Biraz
araştırdıktan sonra Gürcistan'da bu için
yapıldığını öğrendik. Aile meclisini
topladık. Kayınpederim ve kaynanam ayrı
yaşıyorlardı, ama bu mevzuyu konuşmak üzere onlar da
katıldı bize. Kayınçom ve benim annem ve babam da vardı. En
sonunda herkes taşın altına elini koydu ve Gürcistan'da bu
işi halletmeye karar verdik. İçim rahatlamıştı bu
sefer.
Ancak birkaç gün
sonra, eşim tadımızı kaçıracak birşey daha
attı ortaya, "Ya oradaki kadınlarda hastalık varsa,
çocuğum hasta olursa?" dedi. Mantıklıydı, çünkü
Gürcistan'da seks turizmi yaygındı ve çocuğumuzu bu konuda riske
atmak doğru olmazdı. Eşim yine bunalımlara girdi,
ağlamaya başladı sürekli. Aynı gün kaynanam Handan geldi.
Eşimin ağlamaktan şişmiş gözlerini görünce sordu. Eşim de anlattı ve "Bize
güvenebileceğimiz bir taşıyıcı anne lazım!"
dedi. Düşündük taşındık, ama kimseyi bulamadık. Bulsak
da, kim bize yardım ederdi ki böyle bir konuda...
Ertesi gün
akşam yine kara kara düşünürken, eşimin telefonu çaldı.
Arayan kaynanamdı. Eşimden telefonun sesini hoparlöre vermesini
istedi. "Çocuklarım, bu söylediklerim aramızda kalacak. Benimki
sadece bir teklif. Düşünün taşının, ama ben sizlerin
mutluluğu için böyle bir fedakarlık yapmak istiyorum!" dedi. Biz
eşimle birbirimize bakarak donduk kaldık. Eşim, "Olmaz anne
öyle birşey!" diyerek kapadı telefonu.
Birkaç gün sonra,
işten geldiğimde eşim yine konuyu açtı, "Ne dersin
Kerem, annem olur mu?" dedi. Belli ki kaynanamla tekrar
konuşmuştu. Ben sinirlenmiştim, "Nasıl olacak Canan?
Elaleme ne diyeceğiz? 40 yaşında kaynanam hamile kaldı
mı diyeceğiz? dedim. Eşim, "Annem 40 değil, 38
yaşında kerem ve birçok kadın bu yaşında hamile
kalabiliyor. Kadın bizim için fedakarlık yapmak istiyor, anlasana!"
dedi. "İyi peki. Çocuğu annenin doğurduğunu gören
eşe dosta, hayır bu bizim çocuğumuz mu diyeceğiz?"
dedim.
"Annem onu da düşünmüş. Sen tayinini isteyeceksin.
İstanbul'dan başka bir şehire taşınacağız.
Bir-iki sene başka şehirde yaşayıp, bu işi halledip
tekrar döneceğiz İstanbul'a, hem de çocuğumuzla beraber!"
diye cevap verdi eşim. Mantıksız değildi aslında, ama
tayin mayin işi zor işlerdi. "Peki baban ne diyecek bu
işe?" diye sordum. "Babamın da, senin ailenin de bu
işten haberi olmayacak. Gürcistan'daki herhangi bir
taşıyıcı anneden olduğunu söyleyeceğiz
çocuğun!" dedi Canan.
Eşimin ve
kaynanamın baskıları neticesinde kabul etmek zorunda kaldım
bu işi. Tayin için de başvurdum. Bir ay içinde Kayseri'ye tayinim
çıktı. İkinci ay Kayseri'ye taşınmıştık
bile. Bu arada bir arkadaşım, bir tanıdığı
vasıtasıyla Gürcistan'da bize yardımcı olacak kişiyi
de organize etti. Tarih belirlenince işyerimden senelik izin
alarak Gürcistan'a uçtuk, eşim ve kaynanamla birlikte...
Arkadaşımın
Gürcistan'daki bağlantısı bizi karşıladı.
Konuştuk, anlaştık. Bizden istediği 15.000 Euro parayı
da peşin olarak verdik. Yarın arayacağını söyleyerek
gitti adam. Biz otelimize yerleştik. Ertesi gün gözümüz telefonda
bekledik, ama aramadı. Sonraki gün yine haber yok. İyice tedirgin
olmuştuk. Adam benim aramalarıma da cevap vermiyordu. Israrlı
aramalarımdan sonra, en sonunda gecenin bir saatinde açtı ve
"Arama lan beni bir daha gavat!" dedi ve suratıma kapadı
telefonu. Dolandırılmıştık. Bugüne kadar çok para
harcamıştık çocuk için, ama dolandırılmak
koymuştu bana. Eşim krize girdi. O gece tuvaletten gelen sesle
uyandım. Gidip bakmak istedim, kapı kilitliydi. Eşim ses
vermiyordu.
Kaynanamı
uyandırdım yan odadan. Eşim kaynanama da ses vermeyince,
kapıyı kırıp içeri girdim. Eşimin baygın halde
yerde yattığını ve bir kutu ilaç içtiğini görünce,
elim ayağıma dolaştı. Hemen otel görevlilerine haber
verdik, ambulans istedik. Ambulans geldi, apar topar hastaneye gittik. Korkudan
ağlıyorum. Eşime bir şey olursa ben de ölürdüm. Para pul,
çocuk falan umurumda değildi. Doktor, eşimin midesini
yıkadıklarını, komada olduğunu, şimdilik
beklemekten başka bir şey yapamayacağımızı
söyledi. O gece uyanmadı Canan.
Ertesi gün
gözlerini açtı şükür, ama yine ağlamaktan başka birşey
yapmadı. Sakinleştirici ile bu sefer doktorlar uyutmak zorunda
kaldılar. Kaynanam o akşam, "Kerem kalk otele gidiyoruz!"
dedi. "Noldu anne?" dememe bırakmadı, "Kalk bu
işi çözeceğiz!" dedi. Taksiye binip otele geldik. Takside konuşamadığımız
için odaya çıkmayı bekledim. İkimiz de tedirgindik. Odaya
çıkınca, "Anne ne yapacağız? dedim. "Buraya neden
geldiysek onu yapacağız!" dedi kaynanam. "Anlamadım
anne?" dedim. "Anlamayacak bişey yok Kerem. Bu memlekete çocuk
sahibi olmak için, beni hamile bırakmak için geldik. Şimdi beni
hamile bırakacaksın!" dedi.
Ben afallamıştım, "Nasıl olur anne, nasıl
yapacağız?" diye sordum aptalca. "Kerem! Bak oğlum! Kızımın hayatı ve sizin
evliliğiniz tehlikede. Siz benim evladımsınız. Bir
fedakarlık yapacağımı söyledim, işler sarpa
sardı. Şimdi bu durumu düzeltebiliriz!" dedi. "Anne
nasıl olacak, nasıl spermlerimi aktaracağım sana,
anlamadım?" dedim yine safça. Kaynanam, "Oğlum vaktimiz
yok. Kimseye de güvenemeyiz artık burada. Dünyadaki 6 milyar insan
nasıl yapıyorsa, biz de öyle yapacağız bu işi!"
diye cevap verdi. "Anne olur mu öyle şey! Sen benim annemsin! Hem Canan'a
ne diyeceğiz?" dedim telaşla. "Canan birkaç gün daha hastanede kalır. Kalmasa da doktorlardan rica
ederiz, uyuturlar bir iki gün daha. Biz de bu arada işi hallettik
deriz!" diye beni ikna etmeye çalıştı kaynanam.
Elimde fazla bir
seçenek yoktu. Bir amaç için yola çıkmıştık ve
başımıza bir sürü talihsizlik gelmişti. Bu işi burada
çözüp dönmek lazımdı Türkiye'ye. İster istemez kabul ettim.
"Peki nasıl yapacağız anne? Ben çok
utanırım!" dedim. Kaynanam, "Oğlum utanacak bir
şey yok. Burada zevkimiz için bir şey yapmıyoruz! Beni Canan
olarak düşün!" dedi. Hakikaten de eşim annesine benzer.
"Tamam anne, ama nolur kılığını tipini
değiştir, yoksa yapamam ben!" dedim. "O zaman sen bir iki
saat bekle otelde, ben ufak bir alışveriş yapıp
geleyim!" dedi kaynanam ve gitti.
Bir saati biraz
geçen bir vakitte elinde küçük paketlerle geldi ve "Tamam, şimdi
hazırlanırım! Sen de duşunu al Kerem!" dedi ve
odasına geçti. Banyoya girdim, duşumu alıp çıktım.
Havluyla kurulanırken, "Kerem gel hadi oğlum!" diye
aradı dahili telefondan. Bornozla gittim odasına. Kapıyı
açtım, oda kapkaranlıktı. El yordamıyla yatağı bulup,
bornozu çıkardım ve hemen yatağa girdim. Ama yatak boştu.
Az sonra ışık açıldı. O da ne! Kaynanam
saçlarını tepede topuz yapmış, çok güzel ve
değişik bir makyaj yapmış, üzerinde siyah jartiyerli bir
takımla, karşımda bir afet gibi duruyordu. Memeleri taş
gibi gözüküyordu ve sütyen ancak yarısını kapatabiliyordu.
Altındaki tül külot da çok sexydi. Çok farklı bir kadın
olmuştu.
Kaynanam utangaç
bir sesle, "Nasıl, değişik biri olmuşmuyum Kerem?"
dedi. Ben müthiş etkilenmiş, karşımdakinin kaynanam
olduğunu unutmuştum bile. "Olmuşsun anne, çok güzel
olmuşsun!" dedim. Kaynanam ışığı kapadı
ve yatak başındaki ışıkları yakıp
yanıma uzandı. "Bu gece 'Anne' demek yok!" dedi ve elini
sikime attı. "Sadece o işi yapacağız değil mi
anne?" dedim. Bir çimdik attı, "Anne yok dedim sana! Ne
istiyorsan yapabilirsin, farz et ki bir kaçamak yapıyorsun
oğlum!" dedi. Ben de, "Bu gece 'Oğlum' da yok o
zaman!" dedim ve hemen öpüşmeye başladık. Kaynanam mis gibi
kokuyordu. Sütyeni sıyırıp, memelerini emmeye
başladım. Gerçekten de taş gibiydi kaynanamın vücudu. 38
yaşına gelmesine rağmen kendine çok iyi bakmıştı.
Kaynanam az sonra
aşağıya inip sikimi ağzına aldı. "Anne ne
yapıyorsun?" deyince sikimi ağzından çıkartıp,
ısırır gibi yaptı ve "Anne demek yok dedim sana!"
dedi. Adeta bir orospu gibi taşaklarımı avuçlayarak, sikimi
emiyordu. Ben sadece içine boşalıp hamile
bırakacağımı sanarken, kaynanam yılların
acısını çıkarır gibi sevişiyordu benimle. Az
sonra boşalacağımı anladım, "Anne dur,
geliyorum!" dedim kasılarak. Sikimi ağzından
çıkarıp, "Bak halen 'Anne' diyorsun!" dedi ve tekrar
ağzına aldı. Ben kendimi çekmeye çalışırken, o
daha bir sabitledi sikimi ağzında ve eme eme ağzına
boşalmamı sağladı. Hayatımdaki en muhteşem
boşalmayı yaşamıştım.
"Anne
harikasın, ama neden böyle yaptın, hani hamile bırakacaktım
seni?" dedim. "Bırakırsın Kerem, daha gece uzun!"
dedi ve 69 pozisyonunda üstüme çıktı. Külodu jartiyerin üstüne
giymişti, sıyırıp çıkardım. Kaynanamın
amını götünü dillemeye başladım. Dilimi göt deliğinde
gezdirmeye başlayınca, "Ohhh, oğlum harikasın!"
diye inledi. Ben de poposunu ısırarak, "Oğlum demek yoktu
hani!" dedim ve yalamaya devam ettim. Dilimi göt deliğine sokup
çıkarmaya başladığımda, "Oaaaawww, Kerem ne
diyeyim sana, müthişsin!" dedi kaynanam. "Erkeğim de bana
Handan, 'Oğlum' deme!" dedim...
Az sonra kaynanam
dönüp kucağıma geldi ve sikimin üzerine oturmaya başladı.
Alev gibi yanan amına yavaş yavaş alıyordu sikimi.
İçine girdikçe, "Ohhh Kerem, erkeğim benim, sikin çok
büyük!" diye inliyordu. Otura kalka köküne kadar aldı sikimi. Biraz
öyle kaldıktan sonra sikimin üzerinde zıplamaya başladı.
Başına kadar kalkıp, tekrar oturuyordu. Çok geçmeden iyice
hızlandırmıştı hareketlerini. Terlemiştik iyice.
Kaynanam hopladıkça 'Şap, şap, şap! diye ses
çıkıyordu...
Daha sonra
kaynanamı üzerimden alıp domalttım. Arkasına geçip, iki
elimle götünün yanaklarını ayırınca, mükemmel göt
deliği kabak gibi ortaya çıkmıştı. Dilimle tekrar
muamele yapmaya başladım. O sırada, "Oğlum hep dilini
mi sokacaksın oraya?" diye inledi. Ben
şaşırmıştım, demek götten de sikmemi istiyordu
kaynanam. Doğruldum, sikimin başını dayadım ve
ittirmeye başladım götünün deliğine. Başı kolay girdi,
ama biraz yüklenince, "Ahhh!" diye inledi kaynanam. Sikimi geri
çekip, tükürükleyip bir daha yüklendim. Bu sefer daha da ilerledim.
Kaynanamdan, "Aaaoohhh!" diye bir inleme geldi bu sefer. Biraz çekip,
tekrar yüklendiğimde artık sikim köküne kadar kaynanamın götüne
girmişti. Kaynanam bir çığlık attı ve "Oğlum
ne yaptınnnn, müthişsinnn!" diye inledi. Bunu duyunca ben gidip
gelmeye başladım ve "Sen 'Oğlum' demekten vazgeçmeyeceksin
demek ki! Tamam, devam et, 'Oğlum' de bana! 'Oğlum' deee!"
diyerek kaynanamın götüne hızlı hızlı pompalamaya
başladım.
Kaynanam
altımda çıldırmıştı. Yüzünü tamamen yatağa
baştırmış, çarşafları sıkıyordu.
"Ohhh! Sik beni oğlummm! Daha sert bas, aslan oğlummm!"
diye inliyordu. Ben de ellerini arkada kelepçe yaptım ve sikimi iyice
çıkarıp tekrar girmeye başladım kaynanamın götüne.
"Ohhh, annem benim, harika götün var, süpersinnn!" diyerek
köklüyordum... Bir müddet sonra yine boşalacağımı
anladım ve "Anne geleceğim!" diyerek durdum. "Devam et
oğlum, durma, götüme boşal!" dedi. Ben yeninden kökledim götüne
ve birkaç kez daha pompalayıp, kaynanama kitlenerek götünün derinliklerine
boşaldım... Boşalmam bittikten sonra, "Anne mükemmel bir
kadınsın!" dedim. "Sen de harikasın oğlum, hiç
böyle bir zevk aldığımı hatırlamıyorum!"
dedi. Yatakta uzanırken, "Ee, bu da boşa gitti anne!" dedim
gülerek. Kaynanam elini taşaklarıma attı ve "Hiç önemli
değil aslanım, sen de bu sik varken daha çok şansımız
var!" dedi.
Biraz dinlenip
kalktık. Minibarda Bira, Vodka, Viski falan ne varsa içtik. Sonra kaynanam
karşımda sexy bir şekilde dans etmeye başladı.
Tanrım, çok güzel bir kadındı. Yani para versen böylesini
sikemezsin. Az sonra yine kucağımdaydı. Memelerini
ağzıma verdi. Emmeye doyamıyordum. Bacak arama indi, sikimi
göğüslerinin arasına alıp memeleriyle mastürbasyon yapmaya
başladı bana. Sikim yine dikelmişti. Ama kaynanam gülerek,
"Götümden döllerin akıyor, ben bir duş alayım!" deyip
kalktı ve banyoya gitti. Duşunu aldıktan sonra kapıdan,
"Hadi banyoya erkeğim!" diyerek bir göz kırptı. O göz
kırpması beni tekrar azdırmaya yetti. Peşinden azgın
bir boğa gibi girdim banyoya.
Kaynanam
jartiyeriyle suyun altındaydı. Hemen ben de küvete girip,
kaynanamı yüzüstü duvara yasladım ve götünün yarığına
kafamı gömdüm. Her yerini yalamaya başladım tekrar. Sonra
uzun uzun öpüştük, dillerimiz birbirine dolanıyordu. Daha sonra
kaynanam benim taşaklarım dahil her yerimi yalamaya
başladı. Taşaklarımın hepsini ağzına almaya
çalışıyordu. Sikimi de gırtlağına kadar sokup
çıkarıyordu. Mür müddet sonra doğrulup, kulağıma
yaklaştı ve "Hadi erkeğim, şimdi zamanı
geldi!" dedi. Ben ayağa kalktım ve kaynanamın arkasına
geçtim. Ve arkadan amına girdim. Hızlı hızlı sikmeye
başladım. Suyun da etkisiyle 'Şap, şap, şap!' ses
çıkıyordu her vuruşta. Kaynanam da ben vurdukça,
"Erkeğim, aslan oğlum, sik anneni, daha sert, hadi koçum
benim!" diye inliyordu...
Daha sonra
kaynanamı döndürdüm. Duvara sırtını yaslayıp, ayakta
amına girdim tekrar ve sikmeye devam ettim. Kaynanam boynuma dolandı.
Ben bastıkça inliyordu. Sonra bacaklarını belime doladı.
Ben de alttan ellerimi kalçalarına attım, ayakta kucakladım
kaynanamı ve amına girip çıkmaya devam ettim. Kaynanam
kucağımda çığlık çığlığaydı.
"Hadi oğlum, karını siker gibi sik anneni, karını
döller gibi dölle anneni, aslan erkeğim benim!" diye inlerken, ben de
hareketlerimi hızlandırdım. Az sonra ellerimi
bacaklarının altından geçirerek bacaklarını iyice
ayırdım ve kollarını tuttum. Amına daha
hızlı pompalamaya başladım. Ve sonrasında
çığlık çığlığa kaynanamın
amcığına tüm spermlerimi fışkırttım.
Kaynanam, "Ooaaahhh erkeğim, aslan oğlum benimmm!" diyerek
inledi. Kucağımda sikilmekten ve çığlık atmaktan bitap
düşmüştü, kollarıma yığıldı kaldı.
Küvetten
çıkarıp, kuruladıktan sonra yatağa yatırdım
kaynanamı. Kaynanam, "Harikasın oğlum, resmen işimi
bitirdin!" diyerek uykuya geçti. Ben de yorulmuştum, ben de
kurulanıp, yanına yattım. Tam uykuya dalmıştım
ki, hatta biraz uyumuş da olabilirim, elim kaynanamın götüne
değdi. Taş gibi götü hissedince sikim yine kazık gibi oldu.
Doğrulup, yüzüstü yatan kaynanamın göt deliğini yalamaya
başladım yine. Kaynanamın götüne doyamıyordum. Kaynanam
sızmış bir şekilde yatarken, göbeğinin altına
yastık koyup, bir kez daha götünü sikmeye başladım...
Yine götüne
boşalacaktım ki, kaynanam, "Ağzıma istiyorum
oğlum!" diye inledi. Ben şaşırmıştım. Hiç
hareket etmemişti ben götünü sikerken, ama demek ki uyanıktı ve hareketlerimden,
hırlamalarımdan boşalacağımı anlamıştı.
Sırtüstü çevirdim ve sikimi ağzına yaklaştırdım.
Hemen ağzını açtı. Ben de 31 çekerek ağzına
boşaldım kaynanamın. Bütün spermlerimi yuttu. Dudaklarına
bulaşanları da diliyle ağzına aldı...
Ertesi sabah çok mutlu uyandık. Hastaneye sabah erkenden gittik ve
eşime mutlu haberi verdik. Eşim nasıl olduğunu
sorduğunda, hastanede başka biriyle
tanıştığımızı, onun yardımcı
olduğunu, kendisinden aldığımız yumurta hücreleriyle
benim sperm hücrelerimi kaynanamın rahmine yerleştirdiğimizi, bu
sayede işi başardığımızı anlattık.
Eşim çok mutlu oldu ve o gün taburcu oldu. İki gün daha kaldık Gürcistan'da,
gezdik, dolaştık biraz. Kaynanamla kaçamak bakışlar
atıyorduk birbirimize arada. Ardından Türkiye'ye döndük...
Kayseri'ye de
hemen alıştık. Büyük bir şehirdi burası da. Eşime
de, çalıştığımız firmalardan birinde Cumartesi
günleri de mesaisi olan bir muhasebe işi buldum. O ilk cumartesi günüydü.
Rüyamda birisi sikimi yalıyordu. Az sonra uyandım. Rüya değildi,
odamdaydım. Demek ki eşim yalıyordu sikimi. Derken bir
baktım ki kaynanam, yine o geceki jartiyerli takımını
giymiş, yine harika bir makyaj yapmış, sikimi emiyordu.
"Anne ne yapıyorsun?" dedim kendimi çekerek. "Bir şey
yapmıyorum oğlum. Sadece o geceyi unutamıyorum. Ne var anneni
bir kere daha doyursan! Birkaç aya karnım şişer zaten, günleri
değerlendirelim bence!" diyerek tekrar sikime yumuldu. Benden günah
gitmişti. Kaynanamı o gün eşim gelene kadar evire çevire, amdan
götten siktim. Akşam götünün üzerine oturamayacak haldeydi, ama
memnundu...
O yılı Kayseri'de geçirdik. Kaynanam bize bir kız çocuğu
doğurdu, adını Eda koyduk. Çok tatlı bir bebekti. 3-4 ay
sonra İstanbul'a tekrar tayinimi aldırabildim. Kimse bir şey
anlamadan bu işi halletmenin verdiği gurur, kaynanamı
sikmiş olmanın verdiği mutlulukla döndük mahallemize tekrar.
Kaynanam da bir üst katımızdaki evine yerleşti. Kaynanam
doğumdan önce biraz zayıf bir kadındı, hamilelikte
aldığı kiloları da hızlıca verdi. Ama önceki gibi
zayıf değildi artık. Bu sefer tam bir afete dönüştü. Eşim
de çalıştığı için Eda'ya kaynanam bakıyor. Yani
Eda'nın da öz annesi, kendi kızının
bakıcılığını yapıyor. Bazen işten erken
çıktığımda Eda'yı almaya ben çıkıyorum
kaynanamın yanına. Eda'yı almadan önce bir posta sikiyor, sonra
Eda'yı alıyorum. Bazen de işten geldiğimde kaynanam bizim
evde oluyor. Eşim daha gelmemişse, o gelene kadar kaynanamı
doyuruyorum. Bazen o kadar azgın oluyoruz ki, Eda ağlasa da
bakmıyor, sikişmeye devam ediyoruz... Bir sene sonra kaynanam bir
kere daha hamile kaldı, ama onu eşime hissettirmeden
aldırdık...
Aradan yıllar geçti, Eda bu sene anaokuluna başladı. Kaynanam da 45
yaşına geldi, ama halen bir afet. Hatta halen eşimden daha
güzel. Ve halen eşim işteyken ve Eda okuldayken sikiyorum
kaynanamı. Cumartesi günleri eşim çalışıyor, ama
Eda'nın okulu yok. Uyuduğu zaman rahat rahat sikişiyoruz.
Uyanıkken de televizyonda ona bir çizgi film takıp, kaynanamla evin
değişik yerlerinde sikişmeye devam ediyoruz. Bazen kaynanam
Eda'ya yemek yedirirken, arkasına geçip sikiyorum kaynanamı. Bazen
kaynanam mutfakta yemek hazırlarken arkasına geçip eteğini
sıyırıp sikiyorum hemen. Bazen de kaynanam Eda'yı
kucağına alıyor, ben de kaynanamı kucağıma
alıp sikiyorum. Bazen üçümüz evcilik oynuyoruz, Eda dışarda
kalıyor, ben kaynanamla çadıra girip ağzına veriyorum.
Bazen de doktorculuk oynuyoruz, Eda kaynanamın annesi oluyor, ben doktor
oluyorum, kaynanam da hasta. Tabi her seferinde hastaya iğne
yapıyorum ;)
Bir keresinde az
kalsın eşime yakalanıyorduk. Bizim evdeydik, Eda odasında
oynarken, ben kaynanamı salonda kanepenin kolçağına
domaltmış götünden sikiyordum. Tam kaynanamın götüne
boşalmıştım ki, kaynanamın telefonu
çaldı. Arayan eşimdi. "Anne kapıyı çalıyorum neden
açmıyorsun?" dedi. Kaynanam telaşla, "Kızım alt
kattayız, buraya gel!" dedi. Hemen toparlandık, üstümüzü
başımızı düzelttik. Ben Eda'yla oyun oynuyormuşum gibi
yaptım, kaynanam da mutfaktaymış gibi yaptı. Eşim
gelince birşey anlamadı, ama ben kaynanamın eteğinin
altından bacağından sızan spermlerimi gördüm ve hemen
kaynanamı uyardım. Kaynanam da gözlüğünü almak bahanesiyle
yukarı çıkıp temizlendi...
Cumartesi günleri halen benim için en güzel gün. Eşime yakalanmadığımız
sürece kaynanamı sikmeye devam edeceğim!
[Kerem]
|