Çömelmiş Çamaşır Yıkayan Yengemin Külotunu Görünce! (Hakan 25 Y., Aksaray)
Selam arkadaşlar, ben Hakan. 25 yaşındayım, bekarım.
Aksaray'ın küçük bir köyünde yaşıyorum. Ben de size abimin
karısı yengemi siktiğimi anlatacağım. Yengem ben daha
6 yaşındayken abimle evlendi ve bizim aileye gelin geldi. Abim
şu anda 44 yaşında. Yengem ise 41, oldukça kilolu, 120 kilonun
üzerinde, koca götlü, koca göğüslü, normal güzellikte köylü bir
kadın. 3 çocukları var, en büyüğü kız evlendi ve
yurtdışında yaşıyor. Geriye kalan 2 çocuk ta erkek,
biri 16 ve en küçüğü 7 yaşında. Köyde abimle evlerimiz aynı
avlunun içinde, dip dibe. Bundan 5 sene önce annemi, 2 sene önce de babamı
kaybettik. Yani 2 senedir bizim evde ben tek kalıyorum. Bekar olduğum
için, bizim evin işlerini ve temizliği falan da yengem yapar.
Askerden
geldiğim günlerdi. Askerden gelen arkadaşlar bilir, çok
azgındım. Bir sabah avludan gelen türkü sesiyle uyandım. Tül
perdeden dışarı baktığımda gözlerime
inanamadım. Yengem avluda türkü söyleyerek çamaşır
yıkıyordu. Çömelmiş, önünde leğen, eteğini dizkapaklarına
kadar toplamış ve alttan beyaz külotu görünüyordu. Aramızdaki
mesafe 3 metre anca vardı. Yengemi ilk defa bu halde görüyordum, bu güne
kadar ayak bileğini dahi çıplak görmemiştim. Bacakları çok
kalın, ama bembeyaz, süt gibiydi. Tül perdenin arkasından yengemi
röntgenlemeye başladım. Zaten azgındım ve yengemin
bacaklarını ve külotuna sığmayan amını gördükçe
daha bir felaket azdım, yarağım kazık gibi oldu. O ana
kadar yengem hakkında en ufak cinsel bir düşüncem
olmamıştı, ama o anda elim yarağıma gitti ve yengemi
röntgenleyerek 31 çektim. O günden sonra yengem 31'lerimin kraliçesi oldu.
Aklımdan yengemi sikme fikirleri de geçiyordu, ama hiç teşebbüs
edemedim. Çünkü çok korkuyordum, yengem çok dindar, namuslu ve çok da ters
biridir.
Bundan 8 ay evvel,
abim yanında çalıştığı ağayla birlikte
tarladan taktörle gelirlerken, traktör devrilmiş, ağa ölmüş ve
abim de ölümden dönmüştü. Ama kazadan sonra abimin belden
aşağısı tutmaz olmuştu. Hastane, doktor, iğne
ilaç derken abim yatağa mahkum oldu ve yengemle de ayrı yatmaya
başladılar. Abim televizyonlu odada, yengem de yatakodasında
küçük oğluyla beraber yatıyordu. Abimin büyük oğlunu ise
ablası, kazadan bir ay öncesinden eniştesinin yanına
çalışmaya yurtdışına götürmüştü. Şimdi evde
bir tek küçük oğlan ile kalmışlardı. Zamanla artık
abim de, biz de abimin bu durumuna alıştık.
Günler böyle geçip
gidiyordu, ama benim yengeme karşı arzum hergün biraz daha
artıyordu. Bir kış günüydü, biraz abimle muhabbet edeyim diye
onlara gittim. Ama yengem her odaya gidiş gelişinde her yeri löpür
löpür sallanıyordu. Hele o geriye çıkık koca götü yokmuydu,
sanki eteğin içinde yastık varmış gibi duruyordu. Göğüslerine
ise herhalde dar bir sütyen takmıştı ki, sütyen göğüslerini
yukarı doğru sıkştırmış, yanlardan biraz
taşmış, ama dimdik duruyorlardı. Ben bunları görünce
benim yarak hareketlenmeye başladı ve kalkık sikle abime
yakalanmadan gitmek istedim. Vedalaşıp kalktım. Tam
dış kapıdan çıkacakken yengem arkamdan seslendi, "Çay
koydum!" diye. Ben de dönüp, "Yok sağol yenge,
içmeyeceğim!" dedim. Ama benim yarak pantolona
sığmıyordu. Yengem görmüştü yarağımın
kalkık olduğunu, gözü önümdeydi. Birşey demeden
uzaklaştım ordan...
Birkaç gün sonra
yengem yeğenimle gelerek, "Çocuk sabaha kadar uyumadı,
ateşi var, şehire hastaneye götürelim!" dedi. "Tamam
yenge!" deyip, komşulara arabaya baktım, ama herkes şehire
gitmişti. Köy dolmuşu vardı, mecburen onu beklemeye
başladık. O da hep tıka basa dolu oluyordu, üstelik o gün
şehirde köylüler için kurulan pazar vardı. Sonunda dolmuş geldi,
en arkada sadece 1 kişilik boş yer vardı. Arkadaki
yaşlı kadın seslendi, "Evladım gelin buraya oturun,
sıkışırız!" diye. Ben cam kenarına geçtim,
yengem kadına dönük olarak aramıza oturdu, kadınlardan bir de
yiğenimi kucağına aldı. Ve Dolmuş hareket etti. Ama
yengemin koca kalçası tam önüme baskı yapıyor, götünün
yarığını önümde hisediyordum. Doğal olarak benim yarak
coştu, kazık gibi oldu. Bir yere de dönemiyorum, yarrağım
yengemin devasa götünün yarığının arasına gömüldü
sanki. Yengemin bunu hissetmemesi mümkün değildi. Çok korkuyordum. Ama bir
terslik vardı, sanki yengem de kendini bana bastırıyordu. Neyse,
kazasız belasız (küloduma boşalmadan) şehre geldik. Hiçbir
şey olmamış gibi hastaneye gidip, yiğenimi muayene ettirdik.
Sonra yine bir Dolmuşla köye geri döndük. Dönüşte bindiğimiz Dolmuş
fazla kalabalık değildi.
Ertesi gün
öğlene doğru yengem bizim evi temizlemeye geldi. Ama yengemin derdi
temizlik değilmiş, divana oturdu ve "Gel otur şöyle
bakalım, konuşalım biraz!" dedi. "Buyur yenge?"
diyerek, yengemin yanına oturdum. Yengem direkt, "Utanmıyormusun
sen?" dedi. "Ne oldu ki yenge?" dedim. "Bilmiyormuş
gibi davranma! Dolmuştan bahsediyorum!" dedi. Ben de, "Yenge
Dolmuş tıka basa doluydu, bunu kendin de biliyorsun,
kımıldayacak yer mi vardı sanki?" dedim. Yengem,
"Tabii tabii! Dolmuş dolu diye beni nerdeyse götümden siktin
ulan!" deyince, ben utancımdan yerin dibine girdim. Yengem,
"Demek kaynımın siki yengesine de kalkıyormuş!"
dedi. Benim verecek cevabım yoktu, ama yengem böyle götlü sikli
konuşunca, elimde olmadan benim yarak hareketlenmeye
başlamıştı. Bu da yengemin gözünden kaçmadı tabii,
"Bak bak, işte yine kalkıyor! Ne biçim erkeksin sen, insan hiç
yengesine sikini kaldırır mı? Oğlum amsızlık
başına mı vurdu senin?" dedi. Yengemin söyledikleri
doğruydu, ama bunu söyleyiş tarzı çok zoruma gitmişti,
"Yenge bak ayıp oluyor, böyle terbiyesiz terbiyesiz
konuşma!" dedim. Yengem, "İyi valla, sen yengene
yarrağını kaldırınca ayıp olmuyor da, ben böyle
konuşunca mı ayıp oluyor?" dedi.
Birden tepem
attı, "Yeter be! Benim başıma amsızlık
vurmuşsa, senin başına da yarraksızlık
vurmuş!" deyip, yengemi divana yatırdım ve üzerine
çullandım, boynunu boğazını öpmeye başladım.
Yengem, "Ne yapıyorsun? Ben senin yengenim, abinin
karısıyım! Dur yapma! İstemiyorum!" diyor ve
altımda debeleniyordu. Ben de, "Bal gibi de istiyorsun yenge, abim
kaza yaptı yapalı erkeksizsin!" dedim. Yengem, "Orası
öyle de, ama abini aldatmam mı gerek?" dedi. "Yenge, bırak
naz yapmayı da, gel birbirimizin ateşini söndürelim, ikimiz de sikişmek
için kuduruyoruz işte!" dedim ve devam ettim boynunu
boğazını öpüp yalamaya. Bu arada benim yarrak yengemin koca
göbeğine baskı yapıyor ve heyecandan dizlerim titriyordu.
Yengemi sarmalamıştım, ama yengem kollarımın
arasına sığmıyor, ellerim kalçalarına
yetişmiyordu. Ama her yeri yumuşacıktı. Boynundan sonra
yüzüne, dudaklarına öpücükler kondurmaya başladığımda,
artık yengem de debelenmeyi bıraktı. Şimdi yengemin koca
memelerini okşuyordum, ama onlar da ellerime sığmıyordu...
Yasak ilişki
olduğundan olsa gerek, çok zevk alıyordum, çünkü kollarımın
arasındaki kadın benim abimin karısıydı, yengemdi.
Yengem de sonunda naz yapmayı bırakmış ve dudaklarıma
yapışmıştı. Dudakları çok kalındı ve
dudaklarımı öyle bir emiyordu ki, anlatamam. Yengem sonra elini benim
eşofmandan içeri soktu. Yarrağımı elleyince birden durdu ve
yüzüme bakarak, "Bu ne lan?" dedi. "Ne oldu yenge?" dedim.
"Ulan bu nebiçim yarak böyle, keser sapı gibi!" dedi. Ben de,
"O keser sapını şimdi senin amına köküne kadar
sokacam!" dedim. Yengem yarağımı eşofmanımdan
çıkarıp baktı ve "Ohhh, tam amıma göreymiş!"
dedi. Divan hiç rahat değildi, kalkıp yatakodama geçtik. Yengem hemen
soyunmaya başladı. Benim kalbim öyle bir atıyor ki, sanki
yerinden çıkacak. Yengem soyundukça ben azıyorum. Bir de
kırmızı bir sütyen takmış ki, göğüsleri her
yerinden taşmış. Sütyenini çıkartınca göğüsleri
ta göbeğinin üstüne düştü. Göğüs başının 10-15
santim çevresi simsiyah, ama vücudunun geri kalan kısmı bembeyaz, süt
gibi, leke yok. Göğüs uçları ise fındıktan daha büyük, tam
emilmelik...
Eteğini de
çıkarınca ben bir tuhaf oldum, altında yine
kırmızı, dantelli bir külot vardı. Ama beni tuhaf eden
külot değil, yengemin göbeğiydi. Göbeği çok
aşağıya sarkık ve göbek deliğinden
aşağıya doğru göt yarığı gibi duruyordu.
Göbek kısmı ise çok buruşuktu. Kollarının üst
kısmı, benim bacağım kadar kalın ve etliydi. Bir
bacağı ise, benim iki bacağımdan daha kalındı. Bu
arada ben de boxerime kadar soyunmuştum. Ben boxer ile, yengem de külotla,
yatağa girdik. Yorganın altında ben boxerimi çıkardım,
yengem de külotunu çıkarıp yastığın kenarına
koydu. Yengem yataga sırt üstü uzanmıştı, bense tam üstünde
değil hafif yan dönmüş şekilde, yengemin yüzünü öpüyor, kulak memelerini
emiyor, bir yandan da koskoca göğüslerini yoğuruyordum. Yengemin göbeğine
elimi attım. Göbeği buruşuk olduğu için, elim sanki pütür
pütür birşeylere değiyordu. Bu arada öpüşüyorduk ve yengem
dilini ağzımın içine sokmuş, ben de dilini emiyordum...
10 dakika falan
öpüştük. Yengem kısık bir sesle, "Dayanamıyorum, hadi
artık sok amıma, amımın içinde soba yanıyor
sanki!" dedi. Ben de, "Sabret yenge! Merak etme o gördüğün keser
sapı gibi yarrağı amının dibine kadar
oturtacağım!" dedim. Yengem, "Hadi aslan kayınım,
sok amıma yarrağını, sik yengeni!" diyor, beni daha da
çıldırtıyordu. Ama öyle hemen sikmeyecektim, tadını
çıkaracaktım. Göğüslerine yumuldum, güzelece o siyah
kısmı yaladıktan sonra, ağzımın içine
alabildiğim kadar alıp emmeye başladım. Süt kokan
memelerini öyle bir emiyorum ki, yengem zevkten kuduruyordu. Fındık
gibi ucunu dudaklarımın arasında iyice bir eziyor, sonra var
gücümle içime çekiyorum. Yengem çığlık atacak, ama atamıyor,
ağzına yorganı almış, inleyerek burnundan soluyordu.
Göğüslerinden göbeğine indim. Göbeğini avuçladıkça elime et
doluyor, iyi bir sıkıyorum, dilimi göbeğinin koca deliğine sokup
sokup çıkarıyorum, dilimle göbeğini sikiyordum adeta. Göbek
kısmındaki etleri ağzıma alıp somuruyordum. Bukadar
zevkli kılan ise, şuan her yerini emdiğim 3 çocuk annesi
kadının, abimin karısı, yani yengem olmasıydı...
"Bacaklarını
topla yenge!" dedim. Yengem, "Niye?" dedi. Ben de,
"Amını yalayacam!" dedim. Yengem
şaşırmıştı, "Am yalanır mı
hiç?" dedi. "Yalanır, sen bana bırak!" dedim. Yengem
ise, "Hadi kurban olayım sok yarağını amıma
artık!" deyip, beni mahf ediyordu. Yorganın altında
amını göremiyordum. Dilimi değdirdiğimde yengemden,
"Ihhh!" diye bir ses çıktı. Dilim, baya büyük, biraz da
pütürlü birşeye değmişti. Merak ettim ve elimle yokladım
amını, kocaman bir yarıktı. Elimi yukarıya doğru
götürdüğümde ise, elime kocaman birşey geldi. Merakla yorganı
açıp bakmak istedim. Yorganı açınca, yengem, "Ne oluyor?
Yorganı kapat, üşüyorum!" dedi. Ben de, "Sikecegim amı
görmek istedim sadece!" dedim. Yengem, "Bildiğin am işte!
Hadi, yanıyor amım, sok yarrağını!" dedi. Ama ben
yengemin amını görünce şok olmuştum. Yengemin amı
gerçekten çok büyük, aşırı sekilde kabarık, derin bir
çizgi, yaklaşık 20 santim uzunluğunda. Amındaki
kılları ise arpa boyu kadar vardı. Ama beni bundan çok
şaşırtan, biraz önce dilime değen o kocaman pütürlü
şeyin, kilitorisi olmasıydı. İlk defa böyle birşey
görüyordum. Siktiğim oruspuların amlarını da
görmüştüm, pørnø filmlerdeki kadınların amlarını da görmüştüm,
ama böyle bir şey ilk defa görüyordum. Yengemin kilitorisi Ceviz büyüklüğünde,
çok kaygan ve biraz da pütürlüydü.
O koca kilitorisi
avcumun içine alıp, sıkmaya ve okşamaya başladım.
Yengemin aldığı zevle gözünden yaşlar gelmişti. Yengem
tekrar üşüdüğünü söyleyince, yorganı tepemize çektim, yengemin
geriye yasladığı bacaklarını kollarımla alttan
sıkıca kavrayıp, kafamı yengemin o koca amına gömdüm.
Dilimi amının derin yarığına sokup alttan
yukarıya doğru yalıyordum. Burnum kilitorisine değince
duruyor ve o büyük kilitorisi ağzımın içine alıp, güzelce
emiyordum. Klitorisi ağzımı komple dolduruyordu ve var gücümle
içime çeke çeke emiyordum. Amının koca dudaklarını
parmaklarımla ayırıp, dilimi amının deliğinin
içine sokuyordum. Ağzımın içi yengemin amının
sularıyla yapış yapış olmuştu. Fakat çok güzel
tadı vardı, amından akan suların hepsini yaladım
yuttum. Sonra yorganın altından çıkıp, yengemin kafa
hizasına geldim. Yengem kısık bir sesle, "Beni
öldürdün!" dedi. Ben de, "Güzel değilmiydi yani?" dedim.
"Güzel ne demek, şahaneydi! Abin hiç yapmazdı böyle, sadece
üstüme çıkar, 1-2 depinip inerdi. Sonra da iyi siktiğini zannederek
övünürdü!" dedi. Ben de, "Yenge, sana sikişmek nasıl oluyor
gösterecem!" dedim. Ağzımı yengemin külotuna sildim ve
tekrar öpüşmek istedim.
Yengem
dudaklarını kaçırıp, "Hani, nezaman sikeceksin? Akşam
oldu, daha yarağını amıma sokmadın!" dedi.
"Sokacam sokacam merak etme, ama önce sen de benim yarağımı
bir yala bakalım, ondan sonra!" dedim. Yengem çekine çekine
yorganın altına girip, yarağımı 2 eliyle gövdesinden
tutup, kafasına dilini değdirmeye başladı.
"Ağzına al, em!" dediğimde, "Kafası çok
büyük, ağzıma sığmaz!" dedi ve ağzına
sığdırabildiği kadarını alıp, emmeye
başladı. Ama öyle bir emiyor ki, 'Cork, cork!' ses çıkıyor.
Gövdesinden de sıkıca tutmuş, yarağımın
damarları patlayacak zannettim. Kalbim sanki yarağımın
kafasında atıyordu. Yengem yarağımı biraz daha
emdikten sonra yorganın altından çıkıp, "Tamam,
isteğini yaptım, hadi şimdi sik beni!" diyerek yanıma
sırt üstü yattı.
Artık benim
de fazla sabredecek halim kalmamıştı, yengemin kalın
bacaklarının arasına girdim. Yengem yastığın
birini koca götünün altına koydu, amı kabak gibi ortaya
çıktı. Yarrağımı kökünden tutup, kafasıyla
yengemin amına birkaç kere sertçe vurdum, sonra amının
yarığına güzel bir fırça çektim, o büyük kilitorisine
yarağımın kafasını biraz sürttüm. Yengem
kafasını bir oraya bir buraya çevirip duruyor, "Hadi sok
artık!" diye yalvarıyordu. Bacaklarının arasına
güzelce yerleştim, yengemin dev cüssesinin üstünde çocuk gibi
kalmıştım. Sadece kafalarımız yorganın
dışındaydı. Yengemin amı sırıl sıklam
ve çok aşırı kaygan olmuştu. Yarrağım yengemin
amına santim santim giriyordu. Yengemle göz gözeydik ve nefeslerimiz
birbirine karışıyordu. Ani bir hareketle öyle bir yüklendim ki,
yarrağım yengemin amının dibine kadar oturdu. Yengemden
öyle bir, "Ohhh!" çıktı ki, anlatamam. Yengem
bacaklarıyla beni içine hapsetti ve yüzüme zevkle karışık
acıyla bakarak, "Yarrağın mideme kadar oturdu!"
dedi...
Yengem
bacaklarını gevşettiğinde, ben de yavaş yavaş
amına girip çıkmaya başladım. Birkaç dakika sonra tempomu giderek
hızlandırdım. Artık yengemin amına her
vurduğumda, taşaklarım yengemin götüne çarpıyordu. Yengem
de o kalın yumuşacık kollarıyla beni sıkıca
sarmıştı. Var gücümle yengemin amının en dip
noktalarını yarağımın kafasıyla dövüyordum.
Yengem boynumu boğazımı, nerem denk gelirse koparacak gibi
emiyordu. Ben 15 dakika deli gibi pompaladıktan sonra yorulmuştum ve
artık boşalmak istiyordum, ama önce yengem boşalsın diye
bekliyordum. Yengeme sordum, "Boşalmıyormusun daha?" diye.
Yengem kısık bir sesle, "Üçüncüye boşalacam!"
dediğinde şaşırmıştım. "Ben de
boşalmak üzereyim, beraber boşalalım!" dedim. Yengem,
"Tamam canım!" deyip, bir süre sonra da, "Ben geliyorum!"
diye inledi. "Ben de geliyorum!" deyip, son defa bir yüklendim ve
içine patladım. Döllerim şelale gibi geliyordu, hiç bitmeyecek
zannetim, boşaldıkça boşalıyordum. Yengem de, "Aslan
kayınım, sula yengenin yanan amını! Ohhh!" diyerek
inliyordu...
Hayatımda
hiçbir şeyden bu kadar zevk almamıştım. Keyifle bir sigara
yaktım. Sigaramı içerken de yengeme, ilk defa onu çamaşır
yıkarken bacaklarını ve külotunu görüp 31 çektiğimi
anlattım. Yengem de gülerek, "Seni hınzır seni! Ama birdaha
31 çekip döllerini boşa akıtırsan, valla öldürürüm seni! Bundan
sonra hep beni sikeceksin!" dedi ve dudaklarımdan öptü. Sonra da,
"Ben gideyim artık, daha yemek yapacam!" diyerek, giyinip
gitti...
Ertesi sabah yine
avludan gelen türkü sesiyle uyandım. Pencereden baktığımda,
yengem yine çamaşır yıkıyordu. Ama busefer eteği
kapalıydı, hiçbir yeri görünmüyordu. Pencereyi açıp,
"Günaydın yenge!" dedim. Yengem de gülümseyerek,
"Günaydın!" dedi ve gözlerimin içine bakarak eteğini
dizkapaklarına kadar sıyırdı. Altına külot
giymemişti, gülerek bana amını gösteriyordu. Ben de
şakasına 31 çekiyormuş gibi yapınca, yengem hemen
eteğini indirdi ve kaşlarını çatıp, "Öldürürüm
valla seni!" dedi. :))
[Hakan]
|